DOLAR 36,0219 0.14%
EURO 37,2039 0.05%
ALTIN 3.352,491,35
Ankara
-1°

PARÇALI BULUTLU

Kulp’u tehdit eden maden projesi: “Hasandin giderse Kulp gider”
  • 9.Köy
  • Çevre
  • Kulp’u tehdit eden maden projesi: “Hasandin giderse Kulp gider”

Kulp’u tehdit eden maden projesi: “Hasandin giderse Kulp gider”

Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı Hasandin Yaylası'nda yapılmak istenen maden arama çalışması, bölge halkı tarafından büyük bir endişe yarattı. Avukat Eyyüp Akdeniz, "İliç'te yaşanan faciadan çok daha büyük bir facia ile karşı karşıya kalabiliriz" uyarısında bulundu.

ABONE OL
27 Ocak 2025 11:32
Kulp’u tehdit eden maden projesi: “Hasandin giderse Kulp gider”
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Ardıl Batmaz
 
Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Hasandin Yaylası için verilen maden arama ruhsatı halkta büyük endişe yarattı. Köylüler, maden arama faaliyetlerinin yaşam ve geçim kaynaklarını tehdit ettiğini ifade ediyorlar. Maden arama ruhsatının iptali için köylüler adına dava açacaklarını söyleyen Avukat Eyyüp Akdeniz de Hasandin‘de gerçekleşecek maden arama faaliyetinin “İliç’te daha önce meydana gelen felaketten daha büyüğüne” neden olabileceği uyarısında bulundu.

Eyyüp Akdeniz

“Hukuki süreci başlatacağız”

Avukat Akdeniz 9. Köy’e yaptığı açıklamada iptal davasının, Kulp Madencilik ve Dış Ticaret Anonim Şirketi’nin 2023 yılında aldığı, içinde demir, bakır, krom, altın gibi birçok maden arama hakkı barındıran 4. grup maden arama ve işletme ruhsatına karşı açılacağını açıkladı.
 
Şirketin 25 Temmuz’da geniş güvenlik önlemleri altında bölgeden numune aldığını anlatan Avukat Akdeniz, Diyarbakır barosuna kayıtlı avukatlar, köylüler ve İstanbul Kulplular Derneği olarak hem hukuki süreci hem de toplumsal baskıyı oluşturmak için çalışma başlattıklarını söyledi. Akdeniz şöyle konuştu:
 
Kulp, Diyarbakır’ın en uzak ilçesi. Dağlık bir alan. İnsanların çoğu hayvancılıkla geçimini sağlıyor. Hayvancılığın yapılabilmesi için gerekli en önemli şey ise yaylalardır. Kulp’ta daha önce Kulp nehri üzerinde bir hidroelektrik santrali yapıldı. Bu santral yapılınca su kaynakları açısından en  zengin ilçeler arasında yer alan Kulp, şu anda içme suyunu satın almak zorunda kalıyor. Bu santral nehri komple yok etti. Nehirde yaşayan canlılar yok oldu. Ciddi bir gelir kaybına yol açtı. Gezi ve piknik alanları yok oldu. Doğa büyük bir tahribat gördü. Dolayısıyla daha önce bu konuda ağzı sütten yanmış Kulp halkı olarak bu süreci başlatma zorunluluğu hissettik. Şirketin yapmak istediği çalışmalara ilişkin tüm bilgi ve belgelerini toplayıp hukuki süreci başlatacağız.”
 

“Hasandin giderse Kulp gider”

Hasandin Yaylası’nın etrafında 12 köy bulunduğunu aktaran Akdeniz, bu yaylanın etrafına konumlanan bütün köylerin geçim ve sulama açısından tek kaynağının bu yayla olduğunu söyledi. Söz konusu maden çalışmasının yapılması durumunda ilk olarak su kaynaklarının yok olacağını ifade eden Akdeniz, “İnsanlar yazın hayvanlarını bu yaylaya çıkartır ve aylarca burada yaşarlar. Dolayısıyla bu çalışma yapıldığı anda hayvancılık tamamen bitecek. Aynı zamanda orada yer alan endemik bitkiler de yok olacak. Bir bütün olarak insan yaşamı yok olmakla karşı karşıya kalacak. Orada oluşacak olası bir kazada Erzincan İliç’te yaşanan faciadan çok daha büyük bir facia ile karşı karşıya kalabiliriz. Dolayısıyla bir sürü köyün doğrudan etkilendiği, bir bütün olarak Kulp halkının etkileneceği bir alandan bahsediyoruz. Hasandin Kulp’tur Hasandin giderse Kulp gider” diye konuştu.
 

“Hasandin yaylasına dokunulmasını istemiyoruz”

9. Köy’e konuşan Hasandinliler, maden arama çıkarma faaliyetlerine karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini söylediler Köylülerden Selahattin Yüce, “Doğamızı pay etmek için birbirleriyle anlaşmışlar. Biz doğamızı hiç kimseye peşkeş çekmeyeceğiz. Su kaynaklarımızı kurutmak, hayvancılığı bitirmek, ekosistemimizi yok etmek istiyorlar. Mücadele ederek buna izin vermeyeceğiz. Bu insanlar nereye göç edecekler, onlara yer mi verecekler? Hayır. Biz burada mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Hasandin’de yapılacak maden çalışmasının, onlarca köyün arazi suyu ve içme suyunu yok edeceğini belirten Ecevit Narin ise, “Buraya yapılan bir müdahale, bu eşsiz doğanın katledilmesine yol açar. O yüzden biz Hasandin yaylasına dokunulmasını istemiyoruz. Burada insanlar geçimini hayvancılıkla, çiftçilikle sağlıyor. Siz eğer burada bir çalışma yaparsanız çiftçiliği de hayvancılığını da bitirirsiniz” diye konuştu.

Filiz Başar

“Hiçbir yere gitmiyoruz”

Tüm geçim ve yaşam kaynaklarının Hasandin yaylasına bağlı olduğunu söyleyen Filiz Başar da, “Atalarımız yıllarca buraya gelmiş, burada çalışmış. Onların doğduğu, büyüdüğü yerlerde şimdi biz yaşamımızı sürdürüyoruz. Eğer burada bir maden çıkarma faaliyeti yürütürlerse buradaki yaşamı bitirirler. Öyle bir durumda biz burada ne yapacağız, nasıl geçineceğiz? Sularımızı yok edecekler, her yer kuraklaşacak. Halkımızdan ne istiyorlar? Şehirlere göç etmemizi mi istiyorlar? Şehirlere göç edince de bu sefer köyünüze dönün diyorlar. Biz ne yapacağız? Bizim doğamızı temiz bırakın” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
İliç’te yaşanan facianın Hasandin’de de yaşanabileceğine dikkat çeken Ahmet Aslan ise şöyle konuştu; “Çocukluğumuzdan beri bu yayladayız. Hayvanlarımızı burada otlatır, su ihtiyacımızı buradan karşılarız. Buraya kazma vurulduğu an bütün köylerin suyu kesilir. Erzincan’da yaşananları gördünüz. Buraya bir kazma vurursanız Erzincan’da yaşanan felaket burada da yaşanır. Biz istiyoruz ki yaylamız olduğu gibi kalsın. Ne olursa olsun, sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Biz hiçbir yere gitmiyoruz, gelip kanımızı döksünler.

Basın açıklaması yaptılar

Hasandin‘de maden arama çalışması yapılmasına karşı mücadele kapsamında ayrıca köylüler, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin katılımıyla bir basın açıklaması da gerçekleştirildi. Kulp’ta gerçekleştirilen açıklada konuşan Avukat Ahmet İnan, “Burada yaşam hakkımızı savunuyoruz. Talan projeleriyle hiç kimse göçe zorlanamaz. Doğamızı savunmak aynı zamanda kimliğimizi, kültürümüzü, belleğimizi savunmaktır. Halkımızın yaşam alanını ve ekolojik dengeyi yok edecek bu maden projesine hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz” dedi.
 

Nahit Eren

Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren de yaptığı konuşmada, “Yaşadığım bu topraklarda, büyüdüğüm bu topraklarda, şimdi burayı korumak için buradayım. Bu doğayı talan etme girişimlerinin karşısında duracağız. Kulplular olarak geçmişte bu direnişi göstermedik. O günlerde de sesini çıkaranlar oldu ama bu dayanışma tam anlamıyla sağlanamadı. Bugün bu yaylada Kulp halkı bir araya gelerek yaylasına sahip çıkıyor. Tüm canlıların yaşam alanına, bitki örtüsüne sahip çıkıyor. Dicle nehrine akan suyu korumak için buradayız. Kullanılacak kimyasallar bütün bir Mezopotamya’ya akan Dicle nehrini zehirleyecek. Geleceğimizi korumak için buradayız. Bu ülkenin kötü bir hukuk ve yargı pratiği var. Biz yargının vereceği kararı da beklemeyeceğiz. Gerekirse her gün burada nöbet tutacağız. Biz burayı birkaç şirkete ya da ekonomik ranta kurban etmeyeceğiz. Bu doğa en büyük zenginliğimizdir ve kimse bunun önüne geçemez” ifadelerini kullandı.
 
Çevresinde bulunan köylerin sulama ve içme suyu ihtiyaçlarının karşılanmasında, hayvancılık ile tarım faaliyetlerinin yapılmasında kritik öneme sahip Hasandin yaylası, zengin bitki örtüsü ve endemik bitkileri ile tanınıyor. Bölgede yürüyüş, piknik ve doğa ile iç içe olma fırsatı sunuyor.
 

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.