Kırşehir’de Kazdağları’nın 5 katı alan maden tehditi altında

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Mazhar Taha Akkaya

Kırşehir’de Koç Holding-Fernas ortaklığı, Universal, Koza Madencilik, Eti Gümüş Madencilik ve Cengiz Holding gibi büyük
şirketlerin yürüttüğü madencilik faaliyetleri, çevre tahribatı ve su kaynaklarının tükenmesi tehlikesiyle gündemde. Bu durum sadece doğal hayatı değil, bölgedeki tarım ve hayvancılığı da ciddi şekilde tehdit ediyor.

Kırşehir Koruma Platformu Başkanı Mustafa Düger, bölgede devam eden madencilik çalışmalarının zararlarına dair 9. Köy Haber Merkezi’ne konuştu.

“Kazdağlarının 5 katı alan tehdit altında”

Madencilik çalışmalarının özellikle su kaynaklarını tükettiğini belirten Düger, mevcut madencilik uygulamalarının büyük bir ekolojik felakete yol açabileceği uyarısında bulundu. Düger, Boztepe ve Çimeli’de Koç Holding ve Fernas ortaklığı tarafından işletilen DEFAŞ madeninin tam 58 bin dönümlük bir alanı kapsadığını vurgulayarak, “Bu büyüklük, Kaz Dağları’ndaki maden sahalarının 5 katına denk geliyor. Çimeli Köyü’nün mezarlığı bile bu alan içinde yer alıyor” dedi.

Karacaören’de Universal firmasına ait maden sahası mahkemelik olurken, Dağ Çiftliği’nde (Köpekli Dağı) Koza Madencilik faaliyetlerini sürdürüyor. Cemele Terziali (Bozçal) bölgesinde Eti Gümüş Madencilik, Akçakent Meşe Ormanları’nda ise Cengiz Holding yeni maden sahaları kurmaya hazırlanıyor.

“Bölgedeki tarım ve hayvancılık büyük bir krize sürüklenebilir”

Madencilik faaliyetlerinin en büyük zararlarından birinin su kaynaklarının tüketilmesi ve kirletilmesi olduğunu belirten Mustafa Düger, DEFAŞ firmasının ÇED raporuna göre yalnızca bir maden sahasında saatte 200 ton su kullanılacağını söyledi. Kırşehir’in içme suyu kaynaklarının büyük risk altında olduğunu belirten Düger, şu görüşleri dile getirdi: “Kırşehir, Ankara ve İstanbul’un kırmızı et ihtiyacının yüzde 30’unu karşılayan önemli bir besicilik merkezi. Ancak madencilik faaliyetleri nedeniyle su kaynaklarının tükenmesi ve kimyasal atıkların toprağa karışması, bölgedeki tarım ve hayvancılığı büyük bir krize sürükleyebilir.”

“Flamingolar bölgeden ayrılabilir”

Seyfe Gölü’nün Türkiye’nin en önemli kuş cennetlerinden biri olduğunu belirten Düger, çevredeki maden sahalarının göle yakınlığının, gölün doğal yaşamına büyük zarar vereceğini ve özellikle flamingolar ile diğer göçmen kuş türlerinin bölgeden ayrılmasına neden olacağını ifade etti.

Mustafa Düger, madencilik faaliyetlerinin bölgedeki tarımsal üretim, besi çiftlikleri, yerleşim yerleri ve doğal alanlar üzerinde yaratacağı olumsuz etkileri vurgulayarak, “Bu faaliyetlerin toplumsal fayda sağlama ihtimali mümkün görünmüyor. Doğal yaşam, tarım ve halk sağlığı için büyük bir tehdit oluşturuyor” dedi.

Mustafa Düger

“Ekonomik getirisinden ziyade çevresel kayıpları konuşulmalı”

Düger, DEFAŞ’ın ÇED raporuna göre, devletin madencilik faaliyetlerinden yıllık 1 milyon 468 bin TL pay ve 500 bin TL vergi alacağına işaret etti. Düger, şirketin 10 yılda toplam 20 milyon TL ödeyeceğini söyledi. Bu rakamların doğaya verilen zararla kıyaslanamayacağını vurgulayan Düger, “58 bin dönümlük bir alanın ekonomik getirisinden ziyade, çevresel kayıpları konuşulmalı” dedi.

“Ekonomik geçim kaynakları risk altında”

TMMOB Şehir Plancıları Odası’nın hazırladığı rapora göre, Boztepe ilçesindeki altın madeni ruhsat sahalarının yüzde 60’ından fazlası sulu tarım alanlarından oluşuyor. Maden sahaları, tarım alanları, meralar ve yerleşim yerlerine bitişik durumda. Raporda, maden faaliyetlerinin özellikle sulu tarım alanları ve besi çiftlikleri gibi bölgenin ekonomik geçim kaynaklarını yok etme riski taşıdığı belirtiliyor.

Raporda, maden sahalarının Kılıçözü Çayı’nın su toplama havzası içinde yer aldığı ve olası bir kirlilik durumunda bu çayın Kırşehir’in içme suyu kaynaklarını tehdit edeceği vurgulanıyor. Kılıçözü Çayı’nın Kızılırmak Nehri’ne bağlandığı düşünüldüğünde, kirliliğin Ankara dahil pek çok şehir için içme suyu kaynağı olan Kızılırmak’ı da etkileyeceği belirtiliyor. Bu durum, geniş bir coğrafyada halk sağlığı riski yaratabilir.

Jeolojik riskler ve afet tehlikesi

Raporda, maden ruhsat alanlarının jeolojik olarak sakıncalı bölgelerde yer aldığı ve olası bir afet durumunda maden atıklarının su kaynaklarına karışma riski taşıdığı belirtiliyor. Özellikle Boztepe yerleşimi, maden sahalarından alt kotlarda yer alması nedeniyle kirletici faaliyetlerin etkisi altında kalacak.