Eslem Türkoğlu
İstanbul Başakşehir’de yılbaşı gecesi, sitenin asansöründe Eros adlı kediyi vahşice öldüren İbrahim Keloğlan, 11 Mart günü yargılandığı Küçükçekmece Asliye Mahkemesi tarafından 2 yıl 6 ay hapse mahkum edildi. “Kasten hayvan öldürme” suçuyla yargılanan Keloğlan’a “iyi hal” indirimi yapıldı ve yurt dışı çıkış yasağı kararıyla serbest bırakıldı. Hayvanseverler karara tepki gösterirken, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı: “Verilen ceza, Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında bugüne kadarki en yüksek cezadır. Her canlının yaşam hakkı kutsaldır. Can dostlarımıza karşı yapılan her türlü kötü muamelenin karşısında olmayı sürdüreceğiz.”
Adalet Bakanı’nın açıklamasını değerlendiren Türkiye Hayvanları Koruma Vakfı Başkanı Erman Paçalı, hayvanlara yönelik şiddette verilen cezaların hapis yatarı olmadığını, caydırıcı yaptırımlar uygulanması gerektiğini şu sözlerle vurguladı:
“En üst sınırdan indirim uygulamadan ceza verilse bile değişen bir şey olmayacaktı. Cezanın yine hapis yatarı yok. Cezada bir indirim uygulandı ve sanık, yurtdışına çıkış yasağı getirilerek serbest bırakıldı. Karar kesinleştiğinde infaz edilip edilmeyeceği de bir muamma. Bu olaylarda daha caydırıcı yaptırımlar uygulanmalı. Özellikle kamu politikalarının farkındalığı artırmaya yönelik olması gerekiyor. Bunun aksine toplumda daha çok nefreti artırmaya yönelik politikalar uygulanıyor. Birçok hayvana şiddet olayında alt sınırdan ceza veriliyor ve cezasızlık devam ediyor. Toplumun gördüğü vakalarda yol alınabiliyor. Onda da ancak bu kadar yol alınabiliyor.”
Hayvanlara Adalet Derneği Başkanı Av. Hülya Yalçın da “Kedi Eros” davasıyla adalete güvenin yerle bir olduğunu söyledi. Bu davada, hayvan hakları ile ilgili adliyede ilk kez bu boyutta bir tepki verildiğine dikkat çeken Av. Yalçın, mecliste bir vekilin “Hayvanlara yönelik suçu tanıyıp cezalandırmaya kalkarsak adliyeler bununla baş edemez” dediğini aktararak şunları söyledi:
“Bu olay kamu vicdanının yeterince rahatsız olduğunu gösteriyor. Adliyelerde iş yükü artmasın diye suç tanımı yaptılar. Bu nedenle ceza vermekte ellerinin titrediğini düşünüyorum. Hakimin önünde 3 yıldan fazla ceza istememek için hiç engel yoktu. Çünkü suçun en ağır tanımı fiilen gerçekleşti. Bu kadar da büyük kamuoyu isyanı var.”
Kedi Eros ve şiddete uğrayan hayvanlar için adalet nöbeti başlatacaklarını söyleyen Av. Hülya Yalçın sözlerine şöyle devam etti:
“Gözden kaçırdıkları şu ki bu durum ciddi bir kaosa yol açacak. İnsanlar arasındaki tartışmalara benzemez bu. Kendini savunamayan bir hayvan söz konusu. Canavarca hisle bir hayvana işkence edip ölümüne sebep olmayı cezalandırmamak için hiçbir neden yok. Mahkeme en azından savcının görüşüne uyabilirdi. Savcı, fiili işlerken sanığın hiç pişman olmadan aralıksız devam ettiğini söylüyor. Hukuku da geçtim ahlak, insanlık, din de reddeder bu olayı. Bu olay bütün platformlarda tartışılmalı. Bu insanlar toplumdan tecrit edilmeli.”
Hayvan Haklarını Koruma Federasyonu Başkanı Nihal Kasa ise hayvanlara sahipleri tarafından uygulanan şiddetin soruşturulması için Tarım Müdürlükleri tarafından, Cumhuriyet Başsavcılıklarına yazılı başvuruda bulunulması gerektiğini söyleyerek, “Oysa hayvan sahibinin ya da herhangi bir kurumun şikayet şartı aranmaksızın resen soruşturma açabilmeli” dedi.
Nihal Kasa, Kedi Eros’u öldüren İbrahim Keloğlan’ın diğer hayvanına, Hayvanları Koruma Kanunu’nun 24’üncü maddesinde yer alan ‘Koruma Altına Alma’ hükmü gereğince denetim mercileri tarafından el konulması gerektiğine şu sözlerle dikkat çekti:
“Kanuna göre ‘hayvanları korumaya yönelik hükümlere aykırı hareket eden ve bu suretle bulundurduğu hayvanların bakımını ciddi şekilde ihmal eden ya da onlara ağrı, acı veya zarar veren kişilerin hayvan bulundurması yasaklanır ve hayvanlarına el konulur. Söz konusu hayvan yeniden sahiplendirilir ya da koruma altına alınır’. Bu hükmün uygulanması için kurumlar harekete geçmemekte ve pek çok denetim yetkilisi bu yasa maddesinden haberdar bile değil.
HayFed Başkanı Kasa, hayvanlara yönelik her türlü kötü muamelenin toplumsal şiddetin erken uyarısı kabul edilmesi gerektiğini belirterek sözlerini şöyle noktaladı, “Hayvanlara şiddet uygulayan bireyler ve aile fertlerine yönelik bakanlıklar koordinasyonunda bir dizi önleyici koruyucu sosyal politikalar zorunlu hale getirilmeli.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.