Kalp damar hastalıkları için yeni bir ilaç aranıyor

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

 İsmail Kılıç / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos

Kalp ve damar hastalıklarının nedenleri ve tedavisiyle ilgili çok geniş kapsamlı genetik bir çalışma başlatıldı. Mersin Üniversitesi’nde devam eden proje başarılı olursa patenti Türkiye’ye ait yeni bir ilaç geliştirilecek.

Çağın en büyük sağlık sorunları arasında sayılan kardiyovasküler hastalıkların neden olduğu ölümler, kanser kaynaklı ölüm oranlarının neredeyse 2 katı. İşte bu yüzden çalışmaların başarılı olması halinde Türkiye, dünya çapında bir başarıya imza atmış olacak.

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdal Arslan önderliğindeki proje bir grup bilim insanı ile TÜBİTAK’ı da bir araya getirdi.

Kardiyologlar ve kalp-damar cerrahları başta olmak üzere birçok farklı uzmanlık alanından araştırmacının bulunduğu ekip, TÜBİTAK desteği ile birlikte kardiyovasküler hastalıklara neden olan genler üzerinde çalışmalara başladı. “Koroner Arter Hastalarının Aterosklerotik Plaklarında CircRNA İfade Düzeylerinin Araştırılması” başlıklı proje sonucunda kardiyovasküler hastalıklara yönelik bir ilaç geliştirilmesi hedefleniyor.

Proje kardiyovasküler hastalıklara umut olacak

Projenin, dünyada kardiyovasküler hastalıklara yönelik yapılan ilk çalışma olduğunu belirten Prof. Dr. Serdal Arslan, “Çalışmada kalp tıkanıklığına neden olan kalp damarlarındaki spesifik genleri araştırmayı hedefliyoruz” dedi.

Prof.Dr. Serdar Arslan, projenin başarıyla sonuçlanması durumunda birçok insanın tedavi umuduna kavuşmasının yanında ülke ekonomisine de katkı sunacağını söyledi:

“Projede koroner damar tıkanıklığı olan hastalardan by-pass ameliyatı sırasında alınan doku örneklerinde yeni nesil gen grupları araştırılacak ve bu genlerin hastalıkla ilişkisi tespit edilecek. Proje, özellikle kardiyovasküler hastalıklarda hastalığın tedavisine yönelik bundan sonraki stratejileri geliştirmemizi sağlayacak. Ortalama 3 yıl sürecek bu projenin sonunda hedef genlerimizi belirlediğimizde de kardiyovasküler hastalıkların tedavisine yönelik yeni ilaç geliştirmeyi hedefliyoruz. Kalp damar, ölüm oranı olarak kanserden ölümlerin bile 2 katına yakın bir hastalık. Bu konuyla ilgili bir ilaç bile geliştirme potansiyeline sahip olsak birçok insanın tedavisine katkı sağlayacağımız gibi ülke ekonomisine de çok büyük katkı sağlama imkânımız olacak.”

Türk Kardiyoloji Derneği yetkilileri de projeyi ilgiyle takip ediyor. 9. Köyün görüşlerine başvurduğu Kardiyoloji Derneği yöneticileri şu açıklamayı yaptı:

 “Ülkemizde bu tip çalışmaların yapılıyor olması değerli. Ancak proje henüz çok yeni. Projeyle ilgili olumlu veya olumsuz açıklama yapmak için projenin kesin sonuçlarını beklemek gerekiyor.”

Kardiyovasküler hastalıklardan nasıl korunabiliriz?

İnsanların kardiyovasküler hastalıklardan hangi yolla korunabileceğine yönelik bilgileri de aktaran Türk Kardiyoloji Derneği yetkilileri, hayati önerilerini şöyle sıraladı:

“Kalp sağlığı adına öncelikle alkol ve sigara gibi zararlı ürünlerden uzak durmamız gerekmekte. Bunun yanında; bireyler kilosuna dikkat ederek, düzenli bir şekilde sporunu aksatmamalı. Beslenme noktasında mutlaka hayvansal yağlardan ve işlenmiş gıdalardan uzak durulmalı. Bunlar yerine zeytin yağ, soya gibi bitkisel yağlar ile düşük kalorili sebze ve meyveler tercih edilebilir. Protein ihtiyacımızı da mümkün olduğunca kırmızı et yerine tavuk, balık veya hindi gibi etlerden karşılayabiliriz.”

Hem dünyada hem de Türkiye’de en fazla ölüme neden olan hastalıkların başında bulaşıcı olmayan hastalıklar geliyor. Öyle ki dünyada bulaşıcı olmayan hastalıklara bağlı olarak 2030’a kadar 52 milyon insanın hayatını kaybedeceği tahmin ediliyor. İstatistiklere göre yaşanacak bu ölümlerin yüzde 37’sinin ana nedeni ise kardiyovasküler hastalıklar olacak. Kardiyovasküler hastalıklar Türkiye’de de oldukça yaygın. Araştırmalara göre, Türkiye’de yaşayan 15 yaş ve üzeri erkeklerin yüzde 11’i, kadınların ise yüzde 13’ü herhangi bir kalp ve damar hastalığına sahip. Bu hastalıkların içerisinde damar tıkanıklığı da önemli bir yere sahip.