Sarya Toprak
Cerrattepe, Kazdağları, Gerze, Bergama, İkizdere, Çambükü ve daha birçok yerde verilen yaşam alanı mücadelelerinde kadınlar en ön safta yer alıyor. Kadınların mücadelesi yerel seçime de yansımıştı. 31 Mart 2024 yerel seçiminde İkizköylüler, Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nı tehdit eden maden ocağına karşı direnişin sembol ismi Nejla Işık’ı muhtar seçti.
Mücadeleden vazgeçmeyen kadınlardan biri de 75 yaşındaki Hatice Kocalar… Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Avdan Köyü’nde maden şirketine karşı toprağını savunduğu için şirket görevlisi beş kişiyi “silahlı yaralama” iddiası ile yargılanan Hatice Kocalar mayıs ayındaki duruşmasında şöyle demişti: “Ben tek başımaydım. Beş kişiye nasıl vururum! Vurmadım, aramızda münakaşa oldu. Elimde sopa yoktu. Ben suç işlemedim. Toprağıma sahip çıktım.” Mahkeme, Kocalar’a, iki kişiyi darp ettiği gerekçesi ile 4 bin 480 lira para cezası verdi. 75 yaşındaki Hatice Kocalar ise adliyenin merdivenlerinden bağırdı: “Alnım açık başım dik. Toprağıma sahip çıkmak suç değil!”
Birgün gazetesi yazarı Özge Güneş, ekoloji mücadelesinde kadınların en ön safta yer almasının tesadüf olmadığını belirtti. Kentsel ve çevresel ortak varlıkların talan edilmesinin, kapitalizmin kadınlar üzerindeki tahakkümünün önemli araçlarından biri olduğunu ifade eden Güneş şöyle konuştu:
“2000’li yıllarda neoliberal politikaların uygulanması hız kazanırken kentsel ve doğal alanların üretimi ile kullanımı üzerindeki tasarruf hakkı sorusunun önemi de arttı. Bu politikalar, ormanlardan parklara ve meydanlara kadar kamusal alanları sermaye lehine gasp ederken kadınların yaşam alanlarından dışlanmasını pekiştiren sonuçlar doğurdu. Bu bağlamda kentsel ve ekolojik sorunlara ilişkin direnişler, kadınların bir araya gelerek bu dışlanmaya itiraz ettikleri, yaşamı savunma ilkesiyle yaşamın üretildiği alanlara erişim, üretim ve tüketim haklarını yeniden kazanma mücadelesi verdikleri, böylece feminist mücadeleyi de büyüten zeminlere dönüştü. Kadınların toplumsal adalet mücadelesi çerçevesinde yaşam alanlarına sahip çıkması, kent ve ekoloji mücadelelerinin geniş bir toplumsal hareket olarak güçlenmesine de katkı sağlıyor. Kadınların ön saflarda olduğu kent ve ekoloji mücadeleleri, toplumsal adalet ve eşitlik hedeflerine ulaşmada da kritik bir role sahip.”
2012 yılında kurulan ve 7 kişilik yönetim kurulunun 6 üyesi kadınlardan oluşan Kaz Dağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nin 600’ü aşkın üyesinin yüzde 60’ını kadınlar oluşturuyor. Derneğin yönetim kurulu üyesi Ömür İlgör tüm çalışmalarında toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesini gözettiklerini vurguladı ve şunları söyledi:
“Dernek olarak ırkçılığa, türcülüğe, cinsiyetçiliğe ve militarizme karşı çıkıyoruz. Yalnızca bölgemizde değil ülkemizde ve dünyada ekoloji örgütleriyle dayanışıyoruz. Sömürüsüz, adil, eşit bir yaşam hayal ediyoruz.”
Ayrıca Kazdağlı Kadınlar adlı bir grupları da olduğunu söyleyen İlgör, “Ranta karşı doğayı ve yaşamı savunduğumuz için hakkımızda açılan soruşturmalarla ve davalarla uğraşmak zorunda kalıyoruz” dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.