Haber: Gülistan Özel
İstanbul Kadıköy’de Kahramanmaraşlı depremzede üreticiler için dayanışma pazarı kuruldu. Ancak Kadıköy Fuar Alanı’nda tezgah açan depremzede esnaf, İstanbulluların ilgisizliğinden şikayetçi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kahramanmaraş Ticaret Odası işbirliği ile kurulan pazarda, depremzede esnaf beklediği ilgiyi göremedi. 1-8 Mayıs tarihleri arasında açılan pazarda ilk 5 gün hiç fark edilmediklerini dile getiren depremzede üreticiler yaşadıklarını 9. Köy’e anlattılar.
“Tek imkan pazar alanının bize sunulması oldu”
6 Şubat depreminden bir yıl önce açtığı seramik atölyesi ağır hasar alan Hicran Sulakçıgil, depremde kurtarabildiği ürünlerini satmak için kızıyla beraber İstanbul’da Dayanışma Pazarı’na katılan depremzedelerden biri. İstanbul’da kalacak yer sıkıntısı yaşadığını belirten Sulakçıgil yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Ben okul öncesi öğretmeniyim. 5 yıl önce kendi okulum vardı. Pandemide sıkıntılar yaşayınca devretmek durumunda kaldım. Bir yıl önce kurduğum işyeri, depremden dolayı hasar aldı ve kullanılamaz hale geldi. İmkanlarım doğrultusunda kurtarabildiğim ürünlerimi, zararımı kapatmak için pazara geldim. Fakat burada iyi ağırlanmadık. Ulaşım, konaklama, nakliye her şeyin parasını cebimden ödedim. Bize sunulan tek imkan, 8 gün boyunca kurulan pazar alanı oldu. Açıkçası yaşadığımız depremin şokunu atlatamamışken burada ikinci depremi yaşadım diyebilirim. Ürünlerimiz pek rağbet görmedi.”
“Bizi görmemeleri üzücü”
Kerim Usta ise 40 yıldır yorgancılık işiyle meşgul. Deprem sonrası dükkanı tamamen yıkılmış. Usta, pazar esnafının genel şikayetlerini dile getirerek, yaşadığı hayal kırıklığını şöyle ifade etti:
“Çok büyük bir mağduriyet yaşadıktan sonra buraya geldim. İstanbul’a pazar kurulacak denilince çok mutlu oldum. Elimdeki tüm ürünleri satabilirim diye düşündüm ama burada kalacak yer bulmakta bile zorlandım. Koca İstanbul’da kimsesiz kaldık. Yemek, konaklama gibi temel ihtiyaçlarımızı kendimiz karşıladık. 4 gün boyunca havalar soğuktu. Isıtıcılarımız olmadığından pazarı erkenden kapatmak zorunda kaldık. Pazarın ilk günleri kimse yoktu. İnsanların bizi görmemesi çok üzücü. İnanın, maddi zararı düşünecek durumda değilim ama insanlar en azından bize moral olabilirlerdi.”
“Duyarlılık yok”
Özel bir hastenede Hemşire olan 23 yaşındaki Bekir Koyuncular ise çalıştığı hastane yıkılınca İstanbul’a arkadaşının vesilesiyle gelmiş. Koyuncular, burada da istediğini bulamamaktan şikayetçi. Deprem sonrasında temel ihtiyaçları için çabaladığını belirten Koyuncular, 9. Köy’e yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Çalıştığım hastane ağır hasar gördü ve kullanılamaz bir halde. Ben de hemşireydim. Artık işsizim, Kahramanmaraş da hayat durmuş durumda. Hiçbir şey yapmadan beklemek psikolojimi iyice bozdu. Arkadaşımın kahve dükkanı vardı. Elinde kalan birçok ürünü var ve beraber çalışıp satalım dedik. Ama sadece kalacak yerimizin ücretini çıkarmak için çalışmak zorunda kaldık. On gün için iki odaya 20 bin lira ödeme yapmak zorunda kaldık.”
İhtiyaçlarını karşılayacak kadar satış yapamadıklarını söyleyen Koyuncular, pazar yerinin daha görünür bir yerde olması gerektiğini vurgulayarak, “Bütün esnaf çok umutluyduk ama insanlar bakıp geçiyor. Sosyal medyadaki, televizyondaki duyarlılık burada yok maalesef. Elimizde kalan ürünlerle geri döneceğiz” dedi.
“Issız dayanışma pazarı”
Tekstil işiyle uğraşan Mehmet Akçakale ise depremde iki işyerinin yıkıldığını ve büyük maddi zarara uğradığını anlattı. Akçakale, insanların dayanışma pazarından habersiz olduğu için pazarın ilgi görmediğini ve yalnız kaldıklarını belirterek, şöyle konuştu:
“İlgisizlik karşısında çok şaşırdım açıkçası. Burası, ıssız dayanışma pazarı resmen. Kendi imkanlarımızla elimizde kalan ürünleri getirdik. Fakat nakliye ücreti, yemek ücreti, konaklama ücreti derken yükümüze yük bindi. İnsanların çoğu da indirim istiyor. Ben zaten zararına satış yapıyorum. Hem dayanışma pazarında niye indirim beklersin ki. İnsanları suçlamak istemiyorum halkın maddi durumu da iyi değil. Ülkenin içinde geçtiği durumu herkes gibi ben de görebiliyorum. Bırak kar etmeyi, zararımızı çıkartırsak, şükredeceğiz. Umarım diğer dayanışma pazarları böyle değildir. İnsanlar hem depremi hem bizi unuttu. Depremin ilk günkü sıcaklığı yok, öyle bir dayanışma artık kalmadı.”