Haber: Emine Gül Türk / Kapak Fotoğrafı: Depophotos
“Reyonlar arasından geçerken uzanıp alınan bir çikolatanın fiyatı, sağlıklı bir yemeği hazırlamaktan ucuz ve çok kolay ulaşılabilir.” Psikolog Ayşe Su Bozdoğan işlenmiş gıda bağımlılığı tehlikesine işte bu sözlerle dikkat çekti.
İnsan sağlığına zararı tescillenmiş, sigara, alkol, uyuşturucunun yanı sıra işlenmiş gıdaların da bağımlılıkla ilişkisi kuruldu. Beyin ödül sistemini etkileyen davranış biçimini inceleyen uzmanlar işlenmiş gıdaların masum olmadığını söylüyor.
Beynin ödül sistemini ya da bağımlılık yaratan merkezi etkileyen sadece sigara, uyuşturucu ya da alkol değil. İşlenmiş gıdalar da suçlu olabiliyor. Belirli gıdaları yeme isteği veya yüksek enerji veren gıdaların tüketilmesi zamanla artış gösterebiliyor.
Bu konuda çalışma yapan Psikolog Ayşe Su Bozdoğan’ın verdiği bilgiye göre, yüksek oranda işlenmiş gıdalar beyinde kompulsif kullanıma ve ruh halini değiştiren etkilere neden olduğu için bağımlılığa dönüşebiliyor. Özellikle şekerli gıdalar kan şekeri seviyelerinde hızlı bir artışa neden oldukları için sorun yaratıyor. 9. Köy’e konuşan Psikolog Bozdoğan
İşenmiş gıdaların, kısa süreli yarattıkları derin tokluk hissinin yanı sıra pratik olmasından dolayı da cazip olduğunu vurguladı. Yağ ve şeker içeriği yüksek gıdaların yemek yemeyi ertelediğini ve zaman içerisinde tokluk sinyallerine duyarsızlık geliştirdiğini anlatan Bozdoğan şunları söyledi:
“Reyonlardan geçerken uzanıp alacağınız bir çikolatanın fiyatı sağlıklı bir yemeği hazırlamaya göre çok daha uygun, çok daha ucuz ve çok daha ulaşılabilir. Bu da bu tarz gıdaları insanların daha çok tüketmesi demek. Beraberinde yeme bozuklukları, duygu durumunda düşüklük ve gerilemeye sebebiyet verebiliyor. Bu ürünleri yediğiniz an kan şekeriniz yükseliyor çünkü kana hızlı bir şekilde karışıyor ve uyuşturucu gibi bir etki yaratabiliyor. Mesela cips yediğiniz anda kendinizi durduramıyorsunuz ve bir anda hepsini bitiriyorsunuz. Bu normal bir davranış değil, cipsin içerisinde onu bitirmenize sebebiyet verebilecek maddeler var. Bu da obeziteyi tetikliyor çünkü bu ürünleri sindirmek çok zor.’’
Yoğun işlenmiş gıdaları yemek, her ne kadar kolay ve rahat tüketime sahip olsa dahi, uzmanlar bu gıdaların birçok ciddi sağlık komplikasyonuna yol açabileceğini belirtiyor. Özellikle kan şekerinin hızla artmasının stres yarattığını söyleyen Bozdoğan “Kortizolun salgılanması demek vücudun strese girmesi demek. Yani stres hormonu olduğu için bu yiyecekleri yemenizle bitkin, yorgun ve daha depresif hissetmenize neden olabilir’’ dedi.
Gıda bağımlılığının psikolojik tarafıyla ilgi bilgi veren Psikolog Ayşe Su Bozdoğan şunları söyledi:
“Kişi sadece fiziksel olarak değil, bir duyguyu doyurmaya da çalışıyor olabilir. Alınan ufak bir lokmanın verdiği haz devamını getirmesinde etkili olabiliyor. Bağımlılıkların altında yatan önemli nedenlerden biri de duygusal olarak bireyin haz hissetmesi. Acıyla, stresle, yaşadığı zorluklarla baş etme yöntemi olarak da bu gıdaları yeme eğiliminde olabiliyor.”
Bozdoğan yeme bozukluklarıyla ilgili bağımlılığı sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklarla da kıyaslayarak şu bilgileri verdi:
“Alkol bağımlılığının nasıl geliştiğini bir düşünelim. Bireyin duygusal tarafını ya da rahatlamak isteyen tarafını tetikliyor ve onu ortaya çıkarıyor. Yine bir ödül mekanizması. Aslında alkol içtiğinde vücut rahatlıyor, kendilerini daha mutlu hissediyorlar. Bir şeylerden uzaklaştıklarını düşünüyorlar. Tatlı da aynı şekilde alkol ve sigara bağımlılığı gibi duygusal olarak modunuzu yükselteceğini düşünüyorsunuz. Bir noktadan sonra bir şeylerden kaçmak istediklerini unutarak devamının geldiğinin farkında olmayarak alışkanlığa sebebiyet verebiliyor.’’
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.