Gülşen Okay
Mimari yapısıyla dikkat çeken Uzuntaş Köyü’ndeki 300 yıllık taş evler, özellikle son yıllarda belgesel ve film çekimleri için doğal plato olarak kullanılırken fotoğraf sanatçıları ve gezginler tarafından da büyük ilgi görüyor.
Kentin turizmi açısından önemli bir potansiyele sahip olmasına karşın köy ile ilgili herhangi bir koruma ve tescil çalışması gerçekleştirilmemiş olması ise köyü tehlike ile karşı karşıya bırakıyor. Özellikle son dönemlerde modern malzemelerle bilinçsizce yapılan müdahaleler nedeniyle köyün asırlık doğal taş evleri doğallığını kaybetme tehlikesi yaşıyor.
Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğr. Üyesi Dr. Tülay Canıtez ve Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Anabilim Dalı yüksek lisans öğrencisi Gizem Taşdelen, “Bitlis-Uzuntaş Köyü Geleneksel Konut Mimarisi ve Koruma Sorunları” başlıklı makalelerinde köyü bekleyen tehlikeye dikkat çektiler.
“Bitlis coğrafi konumu ve stratejik önemi nedeniyle farklı medeniyetlerin yerleşim alanı olmuştur. Farklı medeniyetlerin kültürü, yaşam biçimi, gelenek, görenek ve inançları kent merkezini ve kırsal yerleşmeleri şekillendirdiği gibi bu yerleşmelerdeki mimariyi de etkilemiştir. Bitlis’in Hizan ilçesindeki Uzuntaş köyünün kırsal mimarisinin ele alındığı çalışmada, geleneksel konutlar kent merkezinde olduğu gibi topoğrafyaya uyumlu, birbirlerinin manzaralarını engellemeyecek şekilde yöresel malzemeler kullanılarak inşa edilmiş, kullanıcılarının yaşam ve üretim biçimine göre şekillenmiştir. Uzuntaş köyünde, günümüze kadar herhangi bir koruma ve tescil çalışması gerçekleşmemiş olmasına rağmen yerleşim dokusu büyük ölçüde özgünlüğünü korumayı başarmıştır. Fakat eğitim ve iş olanaklarının kısıtlı olmasına bağlı büyük kentlere göçün artması ve köyde nüfusun azalması, yapıların terk edilmeleri, niteliksiz onarımlar, modern malzeme kullanımı geleneksel dokuyu tehdit eden unsurlardır. Geleneksel dokuyu büyük ölçüde oluşturan konutların özgün niteliklerini kaybetmeden belgelenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda yapmış olduğumuz çalışmada geleneksel yerleşim dokusunu inceleyerek konutların mimari özelliklerinin belgelenmesini amaçladık.”
Köy evlerinin doğallığını kaybetme tehlikesi altında olduğuna dikkat çeken ve yasal düzenlemelerle koruma altına alınması gerektiğine vurgu yapan makalede, Dr. Canıtez ve Taşdelen korumaya yönelik şu önerilerde bulundu:
“Uzuntaş köyünün kırsal yerleşiminde özgün mimari karakterin ve doğal peyzajın daha fazla yitirilmeden tespit ve tescil çalışmalarının yapılarak yasal düzenlemelerle koruma altına alınması önemlidir. Korumanın tek yapı ölçeğinde değil yerleşim ölçeğinin de ele alınması gerekmektedir. Sokak dokusu ve konutların özgün nitelikleriyle korunması, özgün mimari karakter ile uyumsuz betonarme yapılaşmanın artışının önlenmesi için gerekli yasal düzenlemeler oluşturulmalıdır. Ayrıca konutların günümüz yaşam koşullarına uygun hale getirilmesinde, yapıya uygun, özgünlüğüne zarar vermeyecek çözümler aranmasına dikkat edilmelidir. Doğal çevrenin korumasına yönelik ise Değirmen Deresi’nin ıslah edilmesi ve çevresinin temizlenmesinin kırsal yerleşimin değerine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Yerleşimdeki iş olanaklarının yetersizliği ve ekonomik sorunlar nedeni ile oluşan göçü önleyici önlemlerin alınması gerekmektedir. Köy halkının başlıca geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılığa yönelik teşvik edici düzenlemeler artırılmalıdır. Bu düzenlemelerle, yapılan üretimlerin yerleşimin ihtiyaçlarını karşılamasının yanı sıra, ürünlerin dış pazara yönelik desteklenmesi sağlanmalıdır. Köyün kırsal turizm açısından sahip olduğu potansiyeller değerlendirildiğinde özellikle son yıllarda fotoğraf sanatçılarının ve film sektörünün tercihleri arasında da yer alması, bu yerleşimin önemini koruması gerektiğini desteklemektedir. Bu bağlamda ziyaretçilerin konaklama, yeme-içme vb. ihtiyaçlarını gidermelerine yönelik özellikle terk edilmiş konutların restore edilerek özgün veya farklı işlevlerle yeniden kullanımlarının sağlanması korumanın sürdürülebilirliği açısından da önemlidir. Bu bağlamda, uygun olan bazı evlerin konaklama, tandır ve kafeterya olarak işlevlendirilmesi önerilmektedir. Bu önerilere ek olarak, köy halkının koruma konusunda bilinçlendirilmesi, geleneksel kırsal mimarinin korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için büyük önem taşımaktadır.”
Bitlisli Fotoğraf Sanatçısı Emrah Kendilci de Uzantaş köyündeki 300 yıllık taş evlerin doğal bir platoyu andırdığını ifade ederek doğallığının korunmasının önemine vurgu yaptı.
Her yıl belli dönemlerde il dışından fotoğraf sanatçılarıyla birlikte köyü fotoğraflamaya geldiklerini anlatan Kendilci, “Önceki yıllar tamamen doğal olan bir köydü burası. Ancak maalesef zaman için buradaki yapılar, yanlış müdahaleler nedeniyle doğallığını yavaş yavaş kaybetmeye başladı. Burası özellikle biz fotoğrafçılar için tam bir doğal plato konumunda. Her yıl buradan çektiğimiz birbirinden değerli birçok kareyi arşivimize ekliyoruz. Bu gibi yerlerin sayısı her geçen gün azalıyor. Bu nedenle burayla ilgili önlemlerin alınıp bu doğallığın korunması son derece önemli” diye konuştu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.