Esmer Değirmen
Manisa’nın Soma ilçesinde bulunan Soma Termik Santrali, baca filtresi takmadan çalışıyor. Bacadan yayılan zehirli gazlar halk sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Soma Sosyal Haklar Derneği’ne (SHD) göre yasal sınırları aşan hava kirliliği mevcut. Bölgede yaşayan halkın büyük bir çoğunluğu solunum yolları hastalıklarına sahip. Bölgedeki su kaynaklarına kurulan barajlar santral atıklarının depolama alanı. Kirlenen su ile sulanan tarım arazileri zehirli.
Filtre yok, 2027’ye kadar geçici ruhsatlı Soma Termik Santrali 1957 yılında A ünitesi ile devreye girdi. Bölgenin konut ısıtma ve elektrik ihtiyacını karşılayan B ünitesi 1980’li yıllarda devreye girdi. Santral 2015 yılında özelleştirilerek Konya Şeker’e devredildi. Özelleştirme sonrası santrale baca gazı filtresi takma zorunluluğu getirildi ancak daha sonra bu zorunluluk kaldırıldı. Santrale 2027 yılına kadar geçici ruhsat verilmiş olup, şu an baca gazı filtresi takmadan çalışmaya devam ediyor. B Termik Santral 6 üniteden oluşuyor. Bu 6 üniteden 4’ü kısa zaman önce faaliyete kapatıldı. Geri kalan 2 ünitesi ise bölgesel ısıtma nedeniyle hala faaliyette. 31 Nisan itibariyle süresinin dolması ile 2 ünitenin de kapanması söz konusu. Elektrostatik denilen kül tutucu baca gazı arıtma sistemi mevcut fakat yüksek maliyet gerekçesiyle çalıştırılmıyor veya bazen günde sadece 1 saat çalıştırılıyor. Şirket kendi açıklamalarına göre mevcut mevzuatlar gereği baca gazı arıtma yaptığını söylüyor.
Yüksel Çetin
Soma Sosyal Haklar Derneği temsilcisi Yüksel Çetin ise aslında burada bahsedilenin arıtma değil sadece amonyaklar ile atmosfere karışan kül ve partikülleri tutmak için kullanılan, gerçekliği olmayan bir sistem olduğunu söyledi. Santralin denetlenmediğini belirten Çetin, “Bir anda 8-10 kamyon kadar kül dolusu 10 dakika içinde atmosfere salınıyor. Onun haricinde gün içinde sürekli bir gaz ve kül salınımı mevcut. Ara ara çevre mevzuatına aykırı gerekçesiyle para cezası kesiliyor. Denetlendiğini söyleyen kurumlar var fakat bir denetleneme söz konusu değil” dedi.
Soma Sosyal Haklar Derneği geçen yıl Temiz Hava Hakkı Platformu ile birlikte solunum testleri ve anketler üzerine çalışmalar yaptı. Küçük cihazlar ile ölçümler yaptıklarını söyleyen Çetin, hava kirliliğinin yasal sınırların 7-8 katına çıkan kirlilikler tespit ettiklerini söyledi. Çetin, Soma halkının artık “nefes almak istediğini” belirterek, kanser vakalarının yüksekliğine dikkat çekti:
“Santralden yayılan gazlar yaşam hakkını ihlal ediyor. Doğan her 10 çocuktan 8’i nefes hastalıklarına sahip. Türkiye ortalamasının 8 katı kanser vakası mevcut burada. Hava, su ve toprak zehirli.” Yüksel, hem santralde çalışan hem de bölgede yaşayan halktan solunum testi gerçekleştirdiklerini ve solunum yolu hastalıklarının yüzde 60’ların üzerinde olduğu sonucuna vardıklarını söyledi.
Soma’da yaşayan madenden emekli olan Yaşar Alptekin (55), astım hastası. Hem maden alanındaki hava kirliliği hem de santralden yayılan gazlar nedeniyle hastalığa yakalanmış. Alptekin yıllardır termiğin neden olduğu hava kirliliğine karşı mücadeleler içinde yer aldığını ve hiçbir zaman şikayetlerine cevap verilmediğini söyledi.
Yaşar Alptekin
“55 yaşındayım ve 55 yıldır kirli havaya maruz kalıyorum” diyen Alptekin, başka şehre taşınma olanakları olmadığı için kirli havayı solumaya etmek zorunda kaldıklarını vurguladı. Soma Termik Santrali’nden yayılan zehirli gazlardan etkilenen Hülya Aslan (61) kronik bronşit hastası. Aslan, evlerinin balkonlarına kül yağdığını ve havalandırma için pencereleri açamadıklarını söyledi. Sağlığının bozulduğunu ve bir türlü hastalığını atlatamadığını söyleyen Aslan yaşadıkları ortamı şöyle anlattı:
“Hava çok kirli yürüyüşe çıkamıyorum. Evlerimizi havalandırmak için pencereleri açtığımızda ise içeriye pis bir koku yayılıyor. Kıyafetlerimizi bile balkona asamıyoruz çünkü kötü koku siniyor. İçme sularımız da kirli olduğu için çoğumuz şişelenmiş su kullanıyoruz.”
Bölgede KOAH, astım, bronşit gibi rahatsızlıklar yaygın. Ayrıca daha önce Kasım 2024’de, TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda konuşan CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, baca arıtması yapılmayan ve kömürle çalışan termik santrallerden çıkan zehirli gaz nedeniyle binlerce insanın kanser olduğunu belirterek, “Sadece Soma Termik santralinden salınan zehirli gaz nedeniyle kanserden ölenlerin sayısı 39 bin” demişti.
Hülya Aslan
Termik Santral büyük miktarda su tüketiyor. Tükettiği suyu ve suyu ısıtmak için yaktığı kömürü karıştırarak depolama alanlarına döküyor. Depolama alanları ise su barajları üzerine kurulu. Soma Termik Santrali’nin ilk atık depolama alanı Eski Kül Barajı idi. Santral kurulduğunda atıklar ilk olarak bu baraja naklediliyordu. Kapasitesi dolunca yeni depolama alanı Hayıtlı Barajı oldu. Bu baraj da eski baraj gibi havzanın yer altı su kaynaklarını besliyor. Hayıtlı, Türkiye’nin su geçirgenliği olmayan ilk atık barajı. Su geçirgenliği baraj inşa edilirken mevcut atık suyun yer altı sularına karışmasını önlemek için zeminin mebran ile kaplanması demek. Su geçirgenliği olmadığı için atık su yer altı sularını kirletirken ara ara oluşan taşkınlar ile bu atık su Bakırçay Havzası’nda kadar gidiyor. Bu sebeple tarım arazileri de kirleniyor. Çiftçi topraktan verim alamıyor. Pazarlarda temiz gıda bulmak zor. Hülya Aslan, daha önce kendi ihtiyaçları için tarım yapan mahalle sakinlerinden biri. Tarım alanlarının mahvolduğunu söyleyen Aslan, “Biz Bakırçay’a ‘karaçay’ derdik. Kapkara akardı. O su ile tarım arazilerimizi sulardık ve elde edilen ürünler pazarlarda satılırdı. Ailem bölgeden elde edilen ürünleri satın almazdı” dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.