Haber: Emine Gül Türk
Müzelerde yeni bir dönem başlıyor. Görme engelli bireylerin tarihi eserleri dokunarak tanıması ve incelemesinin önü açılıyor.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde; görme engelli bireylerin eserlere dokunabilmesini sağlayan, Braille alfabesinin ve sesli bilgilendirmenin de yer aldığı bir alan hizmete girdi. Amaç, müzeleri engelliler için erişebilir hale getirmek.
Müzelerin önemli eğitim alanları olduğunun altını çizen ve bu eğitim alanlarından görme engelli bireylerin de yararlanabilmesini amaçlayan Bongo Art Project, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde yer alan 22 eseri replikaya dönüştürdü. Müzelerin görme engelliler için erişebilir olmasını ve müzelerden eşit oranda yararlanabilmeleri adına sanat ve tarih onlar için de hissedilir, anlaşılır kılındı.
Müze, engelli bireylerin tarihi eserleri incelemesini ve eserlere yakından dokunarak tanıma olanağı sunuyor. Kendi tarihi kökleriyle bağ kurarak, kendi kültürlerini ve tarihlerini yakından tanımalarını amaçlıyor.
Türkiye’de müzelerin büyük çoğunluğu, görebilen bireyler için tasarlanıyor ve bu doğrultuda uygulamalar yapılıyor. Bu durum görme engelli bireylerin, müzelerden yararlanmasını engelliyor. Tarihi eserler, camekanların arkasında olduğu için dokunulamıyor ve eser hakkında hiçbir fikir sahibi olamıyorlar. Görme engelliler için ise dokunmak büyük önem taşıyor. Eğitim ve deneyim alanıyla; sesli betimlemelerle, anlatımlarla algılayarak, engelliler bütüncül resmin oluşmasını dokunma ile tamamlıyor.
Az gören ve hiç görmeyen kişiler düşünülerek alan tasarımı yapılmış. 3 boyutlu replika eserlere dokunabiliyor, modern doku hafızası bulunmasından dolayı dokuları algılayabiliyor.
Önce çocuklar eserlere dokunarak ne olduğunu tahmin etmeye ve hissetmeye çalıştılar. Eserlerle bağ kurarak, sakalına, saçına, kıyafetine, objeye dokunarak incelediler. Bir aslan ya da boğa figüründe; kulaklarına, gövdesine dokunarak önce eserin ne olduğunu anlamaya çalıştılar. Daha sonra sesli betimleme ve brail alfabesiyle anladıklarını okuyarak netleştirdiler.
Müzeye gelen tüm çocuklar, eserlere dokunmak, hissetmek ve alttaki kabartmalara dokunmanın çok keyifli ve eşsiz olduğunu belirttiler.
Müzeyi ziyaret eden öğrencilerden Nehir, Ana Tanrıça eseri için ‘’Daha önce bana anlattıklarında nasıl olduğunu anlayamamıştım. Bütün müzelerde tarihi eserlere dokunmak yasak; ve dokunulmaması gerektiği için sanırım camekan içerisindeler. Dokunduğumda nasıl olduğunu daha net anlayabiliyorum. Bu benim için çok önemli bir deneyimdi’’ diyerek aktardı ilk tecrübesini.
Çocuklar bu müzede eserleri inceleme, tanıma, materyallere dokunarak bilgi kaynaklarına erişme olanağı buluyor. Eserlerin altında yer alan anlatımlardaysa daha fazla ayrıntıya ulaşıyorlar.
Braille alfabesiyle hazırlanmış açıklamaların olması dokundukları replika eserlerin orjinalleriyle ilgili bütün bilgilere ulaşmalarını sağlıyor. Horoztepe heykelciği, evlilik tableti, güneş kursu, domuz biçimli kabı ellerine alarak inceleyen öğrenciler, algıladıkları nesneyi kendi aralarında tartışma ve kıyaslama fırsatı da buldular.
Görme engelli bireylerin erişebileceği alanların bulunmaması nedeniyle fiziki sanat eserleri onlar için ulaşılabilir değildi. Replika da olsa eserin üç boyutlu benzerine dokunup anlamak, kulaklıktan dinlemek çok yeni bir fırsat oldu onlar için. Az gören engelliler için de salonda bulunan 22 ikonik eserin replikası özel olarak sarı renge boyatıldı.
Proje Koordinatörü Ahu Uzunoğulları Garipgil müzenin kuruluş amacını anlatırken, “Kendi tarihlerine dokunmalarını ve eksiksiz öğrenme arzularına katkı sağlamalarını istedik” dedi. Uzunoğulları şunları söyledi:
“Zaten göremiyorlar, müze içerisinde de cisimlere veya camların arkasındaki hiçbir şeye dokunamıyorlar. Onların dokunabileceği bir alan yaratmak istedik. Fiziken görüp hissetmiyorsak müzelere zaten neden gelelim ki? Bu algıyı mücadele eden bu bireyler için ortadan kaldırmak, onlar için müzeleri de erişilebilir kılmayı hedefledik.’’
Mimari alanda, oluşturulan eğitim atölyeleriyle eserlerin yeniden üretimlerinin yapılması planlanıyor. Alanda yaptıkları deneyimden sonra atölyede yaptıklarını pekiştiriyorlar. Yaptıklarını sergiledikleri, teorik olarak sanat atölyesinin ve kütüphanenin olduğu alanda devam ediyorlar.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.