DOLAR 33,9818 0.11%
EURO 37,7251 -0.39%
ALTIN 2.726,78-0,69
Ankara
24°

AÇIK

Ekmek kapısına pandemi kilidi

Ekmek kapısına pandemi kilidi

2019 yıl sonundan başlayan ve etkisi katlanarak devam eden Covid-19 hastalığı, dünyada 1 milyon 934’ü aşkın kişinin ölümüne neden oldu. Vaka sayıları ise 90 milyonu aştı. Dünya Sağlık Örgütü’nün hastalığı, pandemi ilan ettiği 11 Mart 2020 tarihinden beri tüm dünya görünmez bir tehlikeyle ortak bir savaş içinde ve bu savaşın başta sağlık olmak üzere, ekonomi, eğitim, politika-dış politika, turizm, hizmet gibi birçok alana ağır etkileri oldu, olmaya da devam ediyor.

ABONE OL
21 Ocak 2021 00:00
Ekmek kapısına pandemi kilidi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ülkemizde de salgın tedbirleri kapsamında, kafe ve restoranların yeme-içme bölümlerinin kaldırılmasıyla işlemez hale gelen mekanların çoğu kapısına pandemi kilidini vurmak zorunda kaldı. İşyerleri kapatılan işletme sahipleri, bu koşullar altında çalışmak zorunda olanlar ve DİSK Dev Turizm-İş Sendikası Marmara Bölge Başkanı Turgay Özdemir süreci 24 Saat’e değerlendirdi.  
 

Hastalıkla mücadelede bir yılı geride bırakmak üzereyken birçok ülkede günlük vaka sayılarında ve ölüm oranlarında rekor artış yaşanıyor. Birçok ülkenin çökme noktasına gelen sağlık sistemi, bu alanda ciddi reformlar yapılması gerektiğini de göstermiş oldu. Sadece sağlık sistemi değil zincirleme bir etkiyle küresel ekonominin aldığı darbe, birçok ülkenin altından kalkamayacağı boyutta.
 

Ekonomi paketleri hazırlayan birçok devlet, işsiz kalanlara veya işi olduğu halde işe gidemeyenlere ancak birkaç ay, cüzi miktarlarda destekler verebildi. Bazı ülkeler bu cüzi desteği bile sağlayamazken bazıları da pandeminin yarattığı ekonomik krizin yükünü yurttaşlarına yüklemeden salgını yönetmeyi başarabildi. Henüz bitmeyen bir süreç olduğu için hangi ülkenin ekonomisinin daha ne kadar bu krizi kaldırabileceği net değil. Birçok ekonomiste göre, pandemi bitse bile uzun yıllar ekonomide yarattığı yıkıntıların etkileri devam edecek.  

ÖZDEMİR: PANDEMİNİN YÜKÜ İŞÇİLERİN SIRTINDA

DİSK Dev Turizm-İş Sendikası Marmara Bölge Başkanı Turgay Özdemir, pandeminin tüm yükünün işçilerin sırtına yüklendiğini belirterek, şunları söyledi: “Pandeminin tek finans kaynağı işsizlik fonu yapılmış bugüne kadar. Bu fondan 13 milyar lira patronlara nakdi destek dağıtılmış ayrıca işçilerin kendi ücretlerinden kesilerek toplanan işsizlik fonundan, kısa çalışma ödeneğinden de 5.5 milyon para işçilere verilmiş ama bu işçiler iş üretmeye devam ediyorlar. Patronlar ödemesi gereken ücret yükünden kurtulmuş bulunmakta çalışan fabrikalar üretim zincirleri karına kar katmaya devam etmekte.”

Açlıkla mı mücadele edecekler virüsle mi?

Turgay Özdemir, işçilerin kapanan işyerleri nedeniyle ya evde kalıp açlıkla mücadele etmek zorunda olduklarını ya da işe giderek virüse yakalanma tehdidiyle karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Özdemir: “Günlük 39 TL ile geçinmeye çalışmaktalar, kira, faturalar, gıda, giysi bu paraylada ne yapacaklarını bilememekteler. Bir de tabi göçmenler ve sigortasız yani güvencesizsiz çalışanlar var, onlar bu süreçte maalesef o 39 TL’yi bile alamamaktalar. Fabrikalar çalışırken metrolar, metrobüsler tıklım tıklımken ikinci kez turizim sektörü diye adlandırdığımız başta kafe, bar restoran olmak üzere bir sürü işyerinin kapanmasına bir anlam verememekteyiz. Ayrıca son açıklanan kira destek açıklaması hibe değil bir dalga geçme durumudur. İşletmeler kira, stopaj ve vergi yüklerin altında zaten boğulmuş durumdalar. Yapılması gereken tam zamanlı bir kapanmadır ve insanlara yaşayabilecekleri bir gelir güvencesi sağlamaktır” dedi.

İşletme sahipleri isyanda

Kafe işletmecisi Ramazan Saraç, yasaklar nedeniyle işletmesini kapatan kişilerden yalnızca biri. Saraç, işyerini kapatma sürecini şöyle anlattı: “Pandemi öncesinde bir sürü masraf yaparak, borçla harçla mekanı açtım. Pandemi patlayınca daha bir kuruş kazanamadan, kapatmak zorunda kaldım. Haliyle borçlarımı da ödeyemedim. Aldığım her şey içerde çürüdü. Hadi bu sene toparlarım diye düşünerek tekrar mekanı açmak için yine bi dünya masraf yaptık. Bu defa da dediler ki yeme-içme bölümü yasak, masalar kalkacak. E ben kafeyim, millet ayakta çayını kahvesini içmez, buraya dinlenmeye geliyor insanlar. Buraya yakın işyerlerinin çalışanları molalarda buraya gelecek, oturamayınca gelmiyor işte. Kimse gelmeyince biz de kilidi vurduk yine kapıya. Borç üstüne borç yaparak mekan açtık ama elde var sıfır. Devletten bir destek bekledik o da gelmedi” 
 

Mola ve dinlenme hakları gasp ediliyor

Kafe ve restoranların yeme-içme bölümlerinin kaldırılması sadece işletme sahiplerini zor durumda bırakmıyor. Hizmet, üretim veya diğer sektörlerde çalışmaya devam edenler, molalarında yeme-içme ihtiyaçlarını karşılayamıyor, dinlenemeden işlerine geri dönüyor. Bir alışveriş merkezinde çalışan 26 yaşındaki Buket Ö. molalarda yaşadığı sıkıntıyı şöyle aktardı: “Bir avm çalışanının 45 dk’lık yemek molasını verimli değerlendirebilmesi mümkün değil. Çünkü minimumda gittiğiniz bir yerde yemek servisini almanız 15-20 dk’yı bulabiliyor, kalan zamanı da verimli geçirebilmek adına hızlı olmanız gerekiyor. Pandemi sürecinde yemeklerimizi evden getirmek en pratik çözüm fakat her mağazanın arka planında bunun için müsait yeri yok. Ayakta, rahatsız bir kolinin üzerinde yemek yemek zorunda kalabiliyoruz. Şu an bütün işletmeler paket serviste ve oturabileceğimiz tek bir alan bile yok. Zaten gün içerisinde sürekli ayakta çalışan bizler molalarımızda dinlenemiyoruz”

Ayşe S. ise on kişilik bir ekipten oluşan kozmetik mağazasında yönetici olarak çalışıyor. Yasakların kendisini ve çalışanlarını nasıl etkilediğini şöyle aktardı: “Hafta sonu yasaklarının başlamasıyla birlikte normalde molalar dahil 52 saat çalıştığımız 1 haftayı 5 güne sığdırmak zorun kaldık. Ayrıca kadroların azalmasıyla çalışanların iş yükü arttı. Günde on saat ayakta çalışan personelin oturarak dinlenme imkanı yok.Tüm hafta yoğun bir tempoyla çalışmak zorunda kalıyorlar ama hafta sonlarında izinli olsalar bile hiçbir ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar. Çünkü her yer kapalı. Bunun dışında yemek alanlarının kapatılmasıyla birlikte personeller ya yangın merdivenlerinde ya da çimlerde hızlı hızlı yemek yemek zorunda kalıyorlar. Havaların soğumasıyla birlikte artık bu da mümkün değil. Depoda yiyemez alan yok, alan olsa da mesafe korunamadığı gerekçesiyle şirketler izin vermiyor. Avm içinde yemek yasak, dışarı da yemek yasak personeller nerede yemek yiyecek? Yine aynı şekilde avm içinde sigara içmek yasak, yolda yasak, caddede yasak. Avm personeli çalışırken nerede sigara içebilecek?

HABER : YEŞİM ÖZDEMİR – ARAŞTIRMA YAZISI

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.