Bilge Sarıhan
Özel okul fiyatlarının yeni dönemde karşılaştığı zamlar, velilerin ve eğitimcilerin en temel sorunlarından biri haline geldi. Özel okullar için açıklanan yüzde 57’lik tavan zam uygulamasına rağmen bütçelerinin büyük bir kısmını eğitime ayıran veliler, bir taraftan özel okulların fiyatlarından şikayetçiyken bir yandan da devlet okullarındaki imkansızlıklardan dolayı ikilem içerisinde.
Veliler ve Eğitim-Sen üyeleri, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan taleplerini dile getirip, sorun ve çözüm önerilerini 9. Köy’e anlattı.
Eğitim-Sen İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı Beyzade Sayın, eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesine ve öğrencilerin müşteri olarak görüldüğü bir sisteme karşı olduklarını belirtti. Kamu hizmetlerinin; laik, bilimsel, nitelikli, parasız ve ulaşılabilir olmasını savunduklarını söyleyen Sayın, velilerin çocuklarını devlet okullarına göndermekten çekinmesini de anlayışla karşıladıklarını ifade etti. Sayın, velilerin özel okullara yönelmesini devlet okullarının bilimden uzaklaşmasına bağladı:
“Müfredat başta olmak üzere, devlet okullarında dini cemaat ve tarikatların eğitimin bir bileşeniymiş gibi faaliyet yürütmesi, laik, bilimsel ve nitelikli eğitimden uzaklaşmış olması velileri özel okullara yönlendiriyor. Velilerin aslında özel okullara yönelmesinin birkaç nedeni var. Birincisi çocuklarının bilimsel ve nitelikli çağdaş eğitim alacağını düşünüyorlar. İkinci olarak göreceli de olsa sınıf mevcutlarının azlığı. Ayrıca, özel okulların tam gün olmasının çalışan velilerin iş hayatını kolaylaştırdığını da unutmamak gerekir.”
Özel okul tercihini, bekar ve çalışan bir baba olarak oğlunun evde tek başına uzun süre geçirmesini istememesine bağlayan Fatih Ercan, özel okulların veli ile düzenli iletişim içerisinde olmasının ve öğrencinin özel ihtiyaçlarına daha anlamlı cevaplar vermesinin bu kararını desteklediğini söyledi. Okullarda yapılan zamlarla ilgili, “Ortalama memur maaşı üzerinde kazanıyorum. Buna rağmen okul ücreti toplam 2 aylık maaşımdan daha fazla. Bu da ister istemez bütçemin en büyük gideri olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki sene bu rakam daha da fazla olacak muhtemelen ve daha çok etkileneceğim. Nispeten küçük bir ilde yaşamama rağmen rakamlar astronomik boyutlara yaklaşmakta ve bunun sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum” şeklinde konuştu.
Veli Özge Çelik ise özel okullar ve devlet okulları arasında eğitim kalitesi açısından yabancı dil öğrenimi dışında bir fark görmediğini ancak devlet okullarına oranla sınıf mevcudunun daha az olmasının, öğrencilerle birebir ilgilenebilme açısından öğretmene kolaylık sağladığını belirtti. Okul fiyatlarındaki artışın ise ülkede yaşanan ekonomik duruma bakarak makul olduğunu düşündüğünü iletti.
“Eğitim ve sağlık kurumlarının yüzde yüz ücretsiz olması gerekmekte. Ancak devlet bu imkanı sağlayamıyor ve özel okulların önünü açıyorsa onlar da ekonomik şartlarında tüm seneyi düşünerek artış yapmakta serbest olmalı. Sonuçta bu kurumlarda çalışan emekçileri de düşünmeliyiz” diyen Çelik, devletin kuruma limit koyduğunda öğretmen ve diğer çalışanların da maaşlarına limit koymuş olduğunu söyledi. Çelik, çözümün özel okulların uyarılmasında değil, bunların tamamen kapatılıp ücretsiz ve eşitlik ilkesine dayalı eğitime geçilmesinde olduğunu vurguladı:
“Eğitim üzerinden para kazanılmamalı, okullar ticarethane olmamalı. Bir çocuk sadece anne-babaların çalışma saatlerine uysun diye 8-9 saat okulda olmamalı. Ne yazık ki her şeyin birbirine bağlı olduğu ve genel düzene ayak uydurmaya çalıştığımız zor bir dönemdeyiz. Çok iyi devlet okullarımız var, umarım bunlar daha da artar ve özel paralı okullara kimsenin ihtiyacı kalmaz.”
Milli Eğitim Bakanı’nın, ülkede eğitim ile ilgili uyarılarda bulunmak yerine çözüm üretmesi ve önlem alması gerektiğini belirten Eğitim-Sen İstanbul 2 Nolu Şube Eğitim Sekreteri Erdal Fırıncıoğulları, eğitimin piyasacı mantıkla değil, kamusal bir hak olduğu gerçeğiyle eşit ve ulaşılabilir kılınması gerektiğini vurguladı. Oluşturulan eğitim sisteminin ne eğitimciye, ne öğrenciye, ne veliye, ne de halka hizmet etmekte olduğunu söyleyen Erdal Fırıncıoğulları önerilerini şöyle sıraladı:
“Aslında bütün eğitimcilerin, velilerin beklentisi ortak; bilimsel, eşit, ulaşılabilir, nitelikli eğitimin devlet eli ile sunulmasıdır. Bunun sağlanması için yapılacaklar belli başlıklar altında toplanabilir.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.