Rojan Mamo / Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenap Ekinci, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda 2020 yılının Haziran ayında tıbbi cihaz üreticisi bir firmanın, Covid-19 hastaları üzerinde izinsiz ve etik dışı olarak “Türk Işını” adlı cihazı denediğini öne sürdü.
Diyarbakırlıların kobay olarak kullanıldığını ifade eden Ekinci, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Sağlık Bakanlığı onayı olmadan uygulanan tedavinin hastaları olumsuz etkilemiş olabileceğini hatta bazılarının yaşamını kaybetmesine yol açmış olabileceğini iddia etti.
Ekinci X hesabından yaptığı paylaşımda; tıbbi cihaz üreticisi bir firmanın, Sağlık Bakanlığı’na hiçbir deney ve faz çalışması yapıldığına ilişkin bilgi verilmeksizin cihazlarının denenmesi ve raporlanması için hastane arayışına çıktığını iddia etti. Hiçbir hastanenin kabul etmediği deneyi Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği’nin kendi hastaları üzerinde yapılmasını kabul ettiğini öne sürdü. İddiaya göre, bunun üzerine firma yetkilileri ve doktorlar özel bir uçakla Diyarbakır’a geldiler, hasta ve yakınlarına bilgi vermeden 3 gün boyunca cihazlarını denediler. Prof. Dr. Ekinci, heyeti karşılayan grubun başında dönemin Diyarbakır Sağlık İl Müdürü Cihan Tekin’in olduğunu da söyledi.
Ekinci’nin iddiaları üzerine DEM Parti ve DEVA Partisi milletvekilleri Sağlık Bakanlığı’nın cevaplaması isteğiyle soru önergesi verdi.
İddialara ilişkin Diyarbakır Barosu suç duyurusunda bulunurken, Diyarbakır Tabip Odası da yaptığı açıklamada üyeleri Ekinci’nin iddialarının araştırılması ve sorularının yanıtlanması çağrısında bulundu.
9.Köy’e konuşan söz konusu iddiaların sahibi Prof. Dr. Cenap Ekinci şunları söyledi:
“Afrika’da bile uygulanacak bir yöntem değil. Adamlar cihazı eline alıp rastgele hastaneye girmişler, insanların kanına, akciğerine ultraviyole ışınları vermişler. Bu deneyi insan üzerinde uygulayamazsınız. Önce 2 ila 4 yılı bulan hayvan deneyleri yapmanız gerekir; bunu raporlarla belgelemeniz lazım, literatüre koymanız, akademik bir dergide yayınlamanız, hatta uluslararası bir konferansta bunu anlatmanız lazım. Bunların hepsini yaptıktan sonra bile gerekli izinleri almanız, prosedürü uygulamanız gerekir.”
9.Köy Haber Merkezi bu iddia ile ilgili Diyarbakır Tabip Odası’nın görüşlerini de aldı. Çalışmaların yapıldığı ilk dönemde açıklamalarda bulunduklarını ifade eden Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Veysi Ülgen, “2020 yılından beri bu tip bilim dışı uygulamaların doğru olmadığını ifade ettik” dedi.
O dönemlerde yaptıkları açıklamaların ciddiye alınmadığından şikayet eden Ülgen şunları söyledi:
“Hocamızın açıklaması ile bu çalışma kamuoyunun yeniden dikkatini çekti. Biz bilim dışı çalışmaların bilim dışı kurallar uygulanarak yapılmasını doğru bulmadığımızı hep söyledik. Hiçbir bilimsel süreç yürütülmeden deney sonucunun kamuoyuna açıklanmasını da doğru bulmadığımızı ifade ettik. Bir de bu uygulamaya kaç hasta maruz kaldı. Kaç hasta öldü. Kaç hasta yaşama devam ediyor, bu konuda bizler de bilgi sahibi değiliz.”
Türk Tabipler Birliği üzerinden Sağlık Bakanlığı’ndan konuya dair bilgi isteyeceklerini ifade eden Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Veysi Ülgen sözlerini şöyle tamamladı:
“Diyarbakır, araştırmaların ve çalışmaların yoğun olarak yapıldığı bir şehir. Sağlık Bakanlığı’nın bilgisi dışında yapılabileceğine ihtimal vermiyoruz.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.