Kanser tedavisi konusunda geniş bir coğrafyaya hizmet veren Diyarbakır'da radyoterapi cihazlarının sayısındaki yetersizlik, hastaların hayatlarını tehdit eder hale geldi. Diyarbakır Tabip Odası; hem cihaz eksikliği hem de yeterli sayıda onkoloji uzmanının olmamasının, hastaların hayatlarına mal olabileceği uyarısında bulundu.
Kanser tedavisinde kent sınırlarını aşan bir coğrafyaya hitap eden Diyarbakır’da, hem radyoterapi cihazlarındaki hem de onkolog sayısındaki yetersizlik alarm veriyor.
Onkoloji Uzmanı Halis Yerlikaya, Diyarbakır’da kullanılan radyoterapi cihazının nüfusa oranla az olması ve yoğun kullanılmasından dolayı sık sık bozulmasının hastaların hayatına mal olabileceği uyarısında bulundu.
Diyarbakır Tabip Odası, geçtiğimiz ay X hesabından yaptığı açıklamada, kentteki radyoterapi cihazı ve radyasyon onkolojisi uzmanı sayısının yetersizliğinin kanser hastalarının yaşamlarına mal olduğunu belirterek, kentte 3 cihaz bulunduğunu ancak sadece birinin çalıştığını açıklamıştı. Diyarbakır Tabip Odası’nın açıklamasında bahsedilen cihazlardan biri Dicle Üniversitesi Hastaneleri’nde, biri Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi’nde, biri ise Özel Memorial Hastanesi’nde bulunuyor. Uzmanlara göre şu anda 3 cihaz da çalışıyor ancak sorunlar devam ediyor.
Onkoloji Uzmanı Dr. Halis Yerlikaya
Onkoloji Uzmanı Halis Yerlikaya 9. Köy’e yaptığı açıklamada, yaşanan durumu şu sözlerle anlattı; “Normalde kanser hastaları tedavi edilirken 3 yöntem var. Birincisi, cerrahi dediğimiz ameliyat. Ameliyatla kanserli kitlenin çıkarılması ve tedavi edilmesi işlemi cerrahi onkologlar tarafından yapılır. İkincisi, medikal tedavi dediğimiz akıllı ilaç tedavisi, immünoterapi veya kemoterapi gibi yöntemlerdir. Bu tedavi, medikal onkoloji ya da tıbbi onkoloji uzmanları tarafından uygulanır. Üçüncüsü ise radyoterapi dediğimiz ışın tedavisidir. Radyoterapi, radyoterapi cihazları ile uygulanır ve bazı hastalarda tam tedavi sağlamak için kullanılır.”
Bölgedeki cihaz yetersizliği
Yerlikaya, Diyarbakır’da kanser tedavisi konusundaki temel sorunun bölgedeki radyoterapi cihazı yetersizliği olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu; “Diyarbakır, Van ve Urfa’da radyoterapi cihazları bulunuyor. Ancak Diyarbakır’daki cihazlar sadece Diyarbakır’a değil, Mardin, Siirt, Şırnak, Batman, Muş, Bitlis, Bingöl’ün bir kısmı ve Urfa’nın Siverek ilçesine de hizmet veriyor. Diyarbakır’da bir özel hastanede, üniversite hastanesinde ve eğitim araştırma hastanesinde cihazlar var. Ancak üniversite hastanesindeki cihaz üst düzey olduğu için bazı hastaların sadece orada tedavi edilmesi gerekiyor. Ve çok sayıda hasta olduğu için bu cihaz çok fazla çalıştırılıyor. Mesela gece 12’de, gece 2’de hasta çağrıldığı oluyor. Kanser hastası çok fazla. Bu tedavi de hastalıkla mücadelenin önemli bir parçası. Bu nedenle bu fakültedeki cihaz çok fazla çalışıyor. Çok fazla çalışınca da çok sık bozuluyor. Neredeyse ayda bir bozulduğu oluyor. Bazen bu bozulduğu zaman örneğin Amerika’dan falan parça gelmesi gerekiyor. Bu parçanın gelmesi çok uzadığı için hastaların tedavileri aksıyor.“
Tedaviler aksıyor, hayatlar tehlikede
Tedavi sürecindeki aksamaların hastaların yaşamlarını tehlikeye attığını da vurgulayan Dr. Yerlikaya “Örneğin, 25 günlük bir tedavi sürecinde cihazın 15. gününde bozulması tedavinin yarım kalmasına neden oluyor. Başka bir yerde başka bir cihaza geçilemiyor, çünkü tedavinin aynı cihazda tamamlanması gerekiyor. Bu durum, hastaların tamamen iyileşme şansını etkiliyor” dedi.
Bölgesel eşitsizlik vurgusu
Radyoterapi cihazları konusunda bölgesel eşitsizliğe de dikkat çeken Yerlikaya, “Ankara’da 38, Adana’da 9 cihaz var. Rize’de bile cihaz bulunuyor ancak bölgedeki cihaz sayısı çok az. Bu, hastaların tedavilerinin aksamasına ve yaşamlarını riske girmesine neden oluyor” diye konuştu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.