DOLAR 34,2958 -0.16%
EURO 37,5924 0.42%
ALTIN 3.020,20-0,07
Ankara

AZ BULUTLU

Diyarbakır’da çocuk işçi sayısında pandemide iki kat artış

Diyarbakır’da çocuk işçi sayısında pandemide iki kat artış

Diyarbakır’da faaliyet gösteren ve çocuk hakları üzerine çalışan Rengarenk Umutlar Derneği’nin son raporuna göre kentteki çocuk işçi sayısı pandemi döneminde iki kat arttı. Rapora göre her iki çocuktan biri sanayide çalışıyor.

ABONE OL
2 Nisan 2022 00:00
Diyarbakır’da çocuk işçi sayısında pandemide iki kat artış
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Diyarbakır-Pandemi hayatın tüm alanlarını etkilerken, iş yaşamına etkileri de devam ediyor. Pandemi döneminde Diyarbakır’daki çocuk işçi sayısının iki kat artış gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Bu tespite Diyarbakır’da faaliyet gösteren ve çocuk hak ile özgürlükleri alanında çalışan Rengarenk Umutlar Derneği’nin geçen aylarda yayımladığı “Pandemide Artan Çocuk İşçiliği Araştırma Raporu’nda” yer verildi. 155 çocuk işçiyle görüşülerek hazırlanan rapora göre kentteki çocuk işçi sayısı pandemiyle birlikte iki kat artarken, bu çocukların 83’ü atık toplama ve sanayi iş kollarında çalışıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2019 yılının dördüncü çeyreğine dair (Ekim-Kasım-Aralık) hane halkı İşgücü Araştırması’nı 31 Mart 2020’de yayımladı. Bu çerçevede 5-17 yaş grubundaki çocuklara uygulanan Çocuk İşgücü Araştırması’na göre çalışan çocukların yüzde 79,7’sini 15-17 yaş grubundakiler oluştururken, toplam çocuk işçi sayısı 720 bin. 

Sektörlere göre dağıtıldığında ise çocukların en çok çalıştığı sektör %45,5 ile hizmet sektörü olurken, onu %30,8 ile tarım sektörü takip ediyor. En az çalışılan sektör ise %23,7 ile sanayi sektörü. Ancak raporda en az çalışılan sektör olarak yer alsa da performans, işin niteliği ve hacim olarak büyük makinelerin yer alması itibariyle sanayi, çocuk işçiler için çalışması en zor ve tehlikeli sektör olarak öne çıkıyor. 

“Çalışmaktan başka çarem yok”

Küçük yaşta çalışan çocuklardan biri olan 12 yaşındaki S.T., Diyarbakır’daki bir oto sanayi sitesindeki tamircide ter döküyor. Bir yılı aşkın süredir burada çalıştığını söyleyen S.T.’nin şu an 6. sınıfa gitmesi gerekiyor ancak 5. sınıfa giderken okulu bırakarak bu işyerinde çalışmaya başlamış. 

Okula bırakarak işe başlamasının nedeni sorulduğunda “aileye destek olmak için” yanıtını veren S.T. durumunu şöyle aktarıyor: “3 yaşında bir erkek kardeşim, iki de ablam var. Eve gelir getiren tek kişi babam ancak o da hamallık yaptığı için kazancı bize yetmiyordu. Ben de aileme katkı sunmak için okulu bırakıp çalışmak zorunda kaldım.”  

Neden sanayiyi tercih ettiğini sorulduğunda ise “burada daha çok kazanılıyor” yanıtını veren S.T, çalışma şartları hakkında da “Kullandığımız makinelerin yanı sıra güçsüz olduğum için alet edevatları taşımakta da zorluk çekiyorum ancak çalışmaktan başka çarem yok” diyor.

Okulu özlediğini, okumak istediğini söyleyen S.T., “Ancak babamın beni okutacak gücü yok. Bu yüzden kendimi bir daha okula dönmeyecekmişim gibi hazırlıyorum” dedikten sonra ekliyor: “Bu yüzden ne zamana kadar çalışacağımın bir önemi yok, zaten ne kadar çalışacağımı ben de bilmiyorum.”

“Babam, kız kardeşlerimi okutabilmek için bizim çalışmamızı istedi”

Diyarbakır’da oto sanayide çalışan çocuk işçilerden bir diğeri de 17 yaşındaki A.Ş.

İki yılı aşkın süredir burada çalıştığını söyleyen A.Ş. de S.T. ile aynı nedenden, aile ekonomisine destek olmak için çalışma hayatına girmek zorunda kalmış.

6 kardeş olduklarını söyleyen A.Ş., şoförlük yapan babasının kazancıyla geçinemediklerini ve kız kardeşlerinin okuyabilmesi için babası tarafından çalışmak üzere sanayiye gönderildiğini söylüyor.

Okulu bırakır bırakmaz çalışmaya başladığını söyleyen A.Ş., “Babam, kazandığı parayla hepimizi okutamayacağını ve 2 ablam ile bir kız kardeşimin okuması için ben ve benden 1 yaş küçük erkek kardeşimin çalışması gerektiğini söyledi. Biz de okulu bıraktık. Kardeşim tarımda, ben de burada çalışıyorum” diyor.

İki yıldan fazladır burada çalıştığı için işi artık öğrendiğini belirten A.Ş. “İlk zamanlarda hem okulu bıraktığım hem de iş zor geldiği için çalışmayı istemiyor ve çok zorlanıyordum ama şimdi alıştım. Ustamız bize çok yardımcı oluyor” sözlerini sarfediyor.

A.Ş’ye okula dönüp dönmeyeceği sorulduğunda ise şu yanıtı veriyor:

“Okulu gerçekten seven ve okumak isteyen biriydim ama çalışmak zorunda kalınca aramıza çok mesafe girdi. Bir gün durumumuz düzelince geri dönmek istesem bile bu saatten sonra açığımı kapatmak çok zor olur. Maddi durumumuz kötü olduğu için çalışmaya devam etmem gerekiyor zaten.”

Tuma: Hane halkında çalışan çocuk sayısı 4’e çıktı

Rengarenk Umutlar Derneği Genel Koordinatörü Yeter Erel Tuma; Diyarbakır’daki çocuk işçi sayısının artmasının, pandemi sebebiyle yoksulluğun artmasından kaynaklandığını kaydediyor.

“Bölgede ve Diyarbakır’da sanayi üretiminin nüfusa oranla yetersiz olması ve siyasi ve tarım politikaları nedeniyle köylerde üretimin beklenenden az olması, istihdam alanlarını daralttı” diyen Tuma, bu sebeple kentte işsizliğin arttığını ve hane halkındaki çocukların da çalış(tırıl)mak zorunda kaldığını belirtiyor. 

Çalıştırılan çocukların, yoksullukla mücadele eden ailelerin çocukları olduğunu vurgulayan Tuma, “Pandemiyle birlikte iyi yönetilemeyen ekonomik sistem, işsizliğin artmasına ve yoksulların daha da yoksullaşmasına neden oldu. Pandemiden önce hane halkından okulu terk etmiş en büyük çocuk çalışırken pandemiden sonra aynı hanede çalışan çocuk sayısı 4’e çıkmış ve çalışma yaşı 7’ye düşmüştür” tespitinde bulunuyor. Ekonomik sorunlar nedeniyle çalışma yaşı 7’ye kadar düştü.

Tuma, çocuk işçi sayısının artmasındaki bir diğer nedenin de çocukların, eğitim haklarına erişememesi olduğunu söylüyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kurulan eğitim platformu EBA için “Ülkedeki çocukların eşit şartlarda erişemediği göstermelik bir sistem” diyen Tuma, “Çocukların eğitime erişememeleri, eğitime ayırdıkları zamanın boşa düşmesine ve böylelikle çalışmaya başlamasına sebep oldu.” diye konuşuyor.

Kentteki çocuk işçi sayısının daha da artacağını öngören Tuma, “Okulu terk ederek çalışacak çocuklarda artış olmasa bile hafta sonu ve hafta içi okuldan sonra çalışan çocuk sayısında artış olacağını düşünüyoruz.” diyor.

Avukat Hamidi: “Bu durum, politikasızlığın sonucu”

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Sekreteri Avukat Huriye Hamidi ise “çocuk işçi sayısının bu kadar fazla olması bir politikasızlığın sonucudur” yorumu yapıyor. 

Bu politikasızlığın yüzüstü bıraktığı çocukların, eğitim hayatından koparak çocuk işçiler haline geldiğini söyleyen Hamidi, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Bu sebeple devletin, çocuk işçiliğinin önlenmesine yönelik tüm aktörlerin ortaklaşa bir şekilde çalışmasını sağlayacak, sürdürülebilir politikalar üretmesi gerekir. Çocuk işçiler, işverenler tarafından ucuz iş gücü olarak görüldüğü için öncelikli olarak tercih ediliyor. Bu durumun önlenebilmesi için işverenler bakımından caydırıcılığı yüksek olan yaptırımların uygulanması gerekiyor.”

 

HABER : Haber: Ali Safa Korkut

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.