Diyarbakır Barosu Başkanlığı seçimleri öncesi adaylar Barış Yavuz ve Abdulkadir Güleç, projelerini 9. Köy’e açıkladı. Başkan adaylarının her ikisinin de gündeminde, CMK ve Adli Yardım ücretlerinin hızla ödenmesi, avukatların ekonomik yüklerinin hafifletilmesi ve baronun insan hakları davalarına odaklanması var.
Diyarbakır Baro Başkanlığı için 12-13 Ekim tarihlerinde yapılacak seçimler yaklaşırken, avukat Barış Yavuz ve avukat Abdulkadir Güleç, baro başkanlığı için aday olduklarını resmi olarak duyurdular. Yavuz ve Güleç, Diyarbakır Barosu’nun geleceği için projelerini 9. Köy ile paylaştılar. Her iki adayın da gündeminde, hem avukatların üzerindeki ekonomik yüklerin hafifletilmesi hem de insan hakları davalarına odaklanılması bulunuyor.
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra meslek hayatının tamamını Diyarbakır Barosu çatısı altında yürüten avukat Barış Yavuz, “Meslektaşlarımızın ve halkımızın haklarını savunmak amacıyla baro başkanlığına aday olmaya karar verdim. Yıllardır insan hakları savunuculuğu yapan bir avukat olarak sorumluluklarımı baro aracılığı ile güçlü bir şekilde devam ettirmem gerektiğini düşündüm” sözleriyle adaylığını açıkladı.
Yavuz, Diyarbakır Barosu’nun en önemli meselesinin meslektaşların haklarını savunmak ve insan haklarına sahip çıkmak olduğunu belirterek, baro başkanlığına seçilmesi halinde hukuk mücadelesini güçlendirmek adına somut adımlar atacağını vurguladı. Baroların, avukatların hak ve çıkarlarını gözeten meslek örgütleri olduğunu belirten Yavuz, öncelikli hedeflerini şu şekilde sıraladı:
“Karşılaştığımız mesleki zorlukların başında kimi zaman adliyede karşılaştığımız ve bazen müvekkillerimizin bazen de bizlerin hakkını ihlal eden tutumlar geliyor. Bu konuda etkin bir şikayet mekanizmasını işletmeyi öngörüyoruz. Diyarbakır Barosu aplikasyonu üzerinden açacağımız bir sekme ile meslektaşlarımız anlık olarak ve doğrudan baro yönetimine şikayetlerini iletecekler. Toplanan şikayetler hakkında gerekli başvurular yapıldıktan sonra ayda bir yapılacak toplantı ile Adalet Komisyonu bilgilendirilecek. Meslek yasal statüye kavuşmasından bu yana, itibarı yüksek ve saygın bir meslek olarak varlığını sürdürdü. Bugün meslek için bazı olumsuzluklardan kaynaklı itibar zedelenmesinin önlenmesi temelinde disiplin mekanizmalarını üst seviyede uygulamaya koyacağız. Avukatlık meslek kurallarının işlerliğini artırarak mesleğin saygın statüsüne kavuşmasını hedefliyoruz.“
Barış Yavuz
“Genç avukatlar için dayanışma ofisleri kuracağız”
Özellikle genç avukatların yaşadığı ekonomik sıkıntılara dikkat çeken Yavuz, büro kurma sorunu yaşayan meslektaşları için baro tarafından oluşturulan çalışma ofislerinin sayısını artırmayı hedeflediğini belirterek, şöyle konuştu:
“Kentimizde özellikle mesleğe yeni başlayan meslektaşlarımız, fakülteden mezun olur olmaz kendilerini ekonomik bir buhranın içine düşmüş olarak buluyor. Avukat sayısındaki kontrolsüz artış Türkiye’nin hemen her yerinde bu anlamda ciddi bir probleme yol açmış durumda. Genç meslektaşlarımızın avukatlık bürosu konusunda maddi olarak sıkıntı yaşadıklarını biliyoruz. Meslektaşlarımızla dayanışma adına onların yararlanabilecekleri ofisler oluşturmayı planlıyoruz. Ayrıca eğitsel faaliyetlerin kapsamlı ve sistematik yürütülebilmesi için kurmayı planladığımız ‘Diyarbakır Barosu Akademisi’ sayesinde özellikle stajyer veya genç avukatların bilgi dünyasına önemli katkılarda bulunmayı istiyoruz. Hedefimiz, kuracağımız akademide eğitim görecek meslektaşlarımızın hem hukuk hem de hukukla bağlantılı toplum bilimleri alanlarında bilgi sahibi olmasını sağlamak.“
Diyarbakır’ın toplumsal yapısını ve insan hakları mücadelesini göz önünde bulundurarak baronun daha etkin bir rol oynaması gerektiğinin de altını çizen Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Diyarbakır Barosu hem Diyarbakır’da hem de Kürt coğrafyasının tamamında vuku bulan bütün toplumsal davalarda varlık gösteren, göstermesi gereken bir baro. Mesleki hayatımda birçok toplumsal davanın takibini gerçekleştirmiş bir insan hakları savunucusu olarak bu özellikle önemsediğim bir konu. Zira bahsettiğimiz davaların çoğunda zamanaşımı engeline takılmak üzereyiz. Bilhassa insan hakları ihlallerinde zamanaşımının söz konusu olmayacağını savunuyoruz ve baro olarak bu noktada üst perdeden sesimizi çıkararak konuyu sürekli bir biçimde gündemde tutma sorumluluğumuz var.”
Planları arasında baronun merkez ve komisyonları aracılığı ile takip ettiği hak ihlallerine ilişkin ihlalleri raporlamak ve yıl sonunda kamuoyu ile paylaşmanın da olduğunu anlatan Yavuz, “Ülke genelinde bir hafızanın oluşumunda Diyarbakır kentinin ve Diyarbakır Barosunun önemli bir aktör olduğu bilinci ile sadece kentimiz ile ilgili değil, toplumsal olaylarla ilgili tüm ülke genelinde tarihe not düşmek gerektiği konusunda önemli raporlamalar planlamaktayız” dedi.
“Kürt meselesinin barışçıl temelde çözümü noktasında çalışmalar yapmayı planlıyoruz”
Kürt meselesinin barışçıl çözümü için sürecin tekrar başlatılması için hukuki hazırlıklar yapacaklarını vurgulayan Yavuz, “Sürecin baltalanmasının altındaki temel unsurlar neydi, bu unsurlarda uzlaşı sağlanabilecek noktalar var mıydı, hangileri ne tür yöntemlerle aşılabilir gibi birçok çalışma yapmayı planlıyoruz. Sürecin tekrar başlatılması, benzer hata ve noksanlıklara yer vermeden, başarılı bir sürece hep birlikte nasıl imza atılabilir, bunların çalışmalarını yapmayı planlıyoruz. Bizler bir barış süreci yaşadık ve Kürt meselesinin çözümü için masaya oturuldu. Kürt meselesinin çözümü için bu süreçler illaki tekrar yaşanacaktır. Bu süreçler başlamadan önce bizler hukuki bakış açısı ile bu süreçlerin oluşumuna ilişkin inşa süreçlerine nasıl katkı sunabiliriz, yarın bu süreçlerde hukuksal metinlerin ön hazırlıkları nasıl olmalıdır hususları ile ilgili olarak çeşitli toplantı, panel ve organizasyonlar gerçekleştireceğiz” dedi.
26 yıldır Diyarbakır Barosu çatısı altında avukatlık yapan ve başkan adaylığını açıklayan Abdulkadir Güleç de Diyarbakır Barosu’nun 97 yıllık geçmişindeki önemli insan hakları ve adalet mücadelesini sürdürmeye istekli olduğunu söyledi. Baronun özellikle 1970’li yıllardan bu yana hukuk, insan hakları ve adalet adına büyük miras bıraktığını ve bu mirası daha da ileri taşımak için başkanlık görevine talip olduğunu belirten Güleç, Diyarbakır Barosu’nun eski başkanı Avukat Tahir Elçi’nin adalet mücadelesinin kendisi için bir yol gösterici olduğunu ifade ederek, “Her şeyin çok kötü gittiği, yargıya güvenin azaldığı, insan hakları ihlallerinin had safhaya ulaştığı bu dönemde, bu sorunlarla ciddi şekilde mücadele etmek ve çözüm bulmak için baro başkanlığına aday oldum” diye konuştu.
Baronun en öncelikli konularından birinin, avukatların çalışma koşullarını iyileştirmek olması gerektiğini söyleyen Güleç, CMK ve Adli Yardım ücretlerinin makul sürelerde ödenmesi için Adalet Bakanlığı ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ile görüşmeler yapacağını, CMK görevlendirmelerindeki kesintiyi kaldıracağını ve avukatların karşılaştığı ekonomik zorlukları hafifletecek adımlar atacağını belirtti. Güleç şöyle konuştu:
“Üyelerimizin CMK ve Adli Yardım görevlendirme ücretlerinin makul sürelerde ödenmesi için çalışacağız. Bu kapsamda, Adalet Bakanlığı ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ile görüşülerek ödemelerin daha hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlayacağız. CMK görevlendirme ücretlerinden baromuzun yapmış olduğu yüzde 1’lik kesintiyi kaldıracağız. CMK görevlendirmelerinin kamu hizmeti olmasından kaynaklı olarak KDV’den muaf tutulması için ilgili bakanlıklar ve TBMM nezdinde gerekli girişimlerde bulunacağız. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından belirlenen CMK görevlendirmeleri ulaşım masraflarının günümüz ekonomik koşulları ve enflasyondaki artış da göz önüne alınarak iyileştirilmesi yönünde çalışmalar yürüteceğiz.
Kentimizin Büyükşehir Belediyesi’nden adli yardım bütçesi hususunda yapılan protokol ile sağlanan katkının artırılması yönünde çalışma yapacağız. Aynı şekilde kentimizin ilçe belediyeleri ile de bu hususta protokoller yapılması yönünde çalışmalar yapacağız. Yapacağımız bu girişimlerle adli yardım bütçesi artırılarak bir yandan hak talebinde bulunanların adalete erişimi sağlanacak, öte yandan da üyelerimize şeffaf, eşit ve adil dosya paylaşımı yönünde iş alanı açmaya çalışacağız. Avrupa Birliği ve benzer şekilde fon sağlayan kuruluşlar ile projeler üreterek üyelerimizin etkin avukatlık becerisi ve hukuksal donanımı yönünde çalışmalar yapacağız.”
“Tahir Elçi’nin bayrağını taşımaya devam edeceğiz”
Diyarbakır’ın, insan hakları ve toplumsal davaların merkezinde olan bir şehir olduğunu belirten Güleç, baronun bu davalara duyarlı olduğunu ve bu davaların takipçisi olmaya devam edeceklerini de şu sözlerle vurguladı:
“Türkiye’de 90’lı yıllarda Kürtlere karşı sistematik ve yaygın olarak ağır insan hakkı ihlalleri yaşandı. İnsanlığa karşı suç kategorisi içinde yer alan eylemlerin faillerinin yargılandığı bu davalar bir kısmı beraatla sonuçlanırken, bir kısmı ise zaman aşımı gerekçe gösterilerek düşürüldü. Bu çerçevede hala devam eden toplumsal davaların titizlikle izlenmesi gerekir. Ömrünü cezasızlık ile mücadeleye adamış ve aynı hazin sonucu yaşamak zorunda bırakılmış ebedi baro başkanımız Av. Tahir Elçi’nin bayrağını taşımaya devam edeceğiz. Bu çerçevede Diyarbakır Barosu cezasızlık ile mücadele edecek, hak ihlallerinin karşısında duracak ve her türlü toplumsal davanın tarafı ve takipçisi olacaktır. Hak ihlaline uğrayan hiçbir yurttaşımız kendini yalnız hissetmeyecektir.”
“Çalışma ofislerinin sayısını artıracağız”
Güleç, avukatların yaşadığı mesleki ve ekonomik zorlukların yanı sıra, genç avukatlar ve stajyerler için destek programlarına planladığını da ifade ederek, “Diyarbakır Barosu’nun şu anda en acil çözülmesi gereken sorunlarının başında artan maliyetler ve ekonomik zorlukları gelmektedir” dedi. Güleç, şöyle devam etti:
“Avukatlar; artan kira, kırtasiye, büro-personel giderleri, SGK giderleri ve yüzde 40’ı aşan vergi yükümlülükleri karşısında bürolarını kapatmak ile karşı karşıya kalmıştır. Mesleğe yeni başlayan genç meslektaşlarımızın çoğu büro kurma sorunu yaşamaktadır. Avukatlar baroya kayıt yaptıkları andan itibaren Sosyal Güvenlik Kurumu’na, sağlık, yaşlılık maluliyet adı altında çok yüksek prim ödemektedir. Bu haksız düzenlemeye karşı baroların seslerini yükseltmeleri gerekmektedir. Bürosunu kapatmak zorunda kalan veya mesleğinin başında büro açamayan üyelerimiz için baromuzca oluşturulan çalışma ofislerinin sayısını gerekli donanımı da içerecek şekilde artıracağız. Baromuza kazandıracağımız sosyal tesis ve baro lokali gibi işletmeler ile üyeler arasındaki sosyal ilişkileri arttıracağız. Bürosunu kapatmak zorunda kalan veya mesleğinin başında büro açamayan üyelerimiz için baromuzca oluşturulan çalışma ofislerinin sayısını gerekli donanımı da içerecek şekilde artıracağız. Staj eğitimini zorunlu bir yük olarak gören stajyerlerimizin keyifli eğitim görmelerini sağlayacağız.“
Fiziki olarak yetersiz olan seminer salonu yerine Diyarbakır Barosu’na yakışır yeni hizmet binası yapılması çalışmalarını da hızlandıracaklarını vaadeden Güleç, “Yeni hizmet binamızda yapacağımız çalışma ofisleri ve eğitim seminer salonları ile genç meslektaşlarımızın meslek onurlarına yakışacak şekilde konforlarını arttıracağız. Avukatların hak ve çıkarlarını gözeten, avukatların bağımsızlığını her platformda savunan, mesleği geliştiren, mesleğin itibarını yükselten, avukatların çalışma koşullarını iyileştiren bir baro vadediyoruz” dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.