Haber: Esin Özdemir / Fotoğraf: Depophotos
Kahramanmaraş merkezli depremlerden en çok etkilenen ilçeler arasında yer alan Nurdağı ve İslahiye’de, sahra hastanesi mantığından yola çıkılarak ‘Sahra Çocuk Kütüphaneleri’ kuruluyor. Kütüphanenin amacı; çocukları depremin etkilerinden biraz olsun uzaklaştırmak, kendilerini ifade edebilecekleri ve afet ortamında sığınabilecekleri bir müdahale merkezi oluşturup, psikolojik ilk yardımlarına destek sağlamak olarak belirlendi.
Sahra Çocuk Kütüphaneleri Projesi, Marmara Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği ve Müzeler Müdürlüğü’nün iş birliğiyle hayata geçirilecek. Projenin uygulayıcılarından Prof. Dr. Asiye Kakırman, projenin detaylarını ve gelişim sürecini 9. Köy’e anlattı. Psikolog Engincan Engin ise Sahra Çocuk Kütüphaneleri’nin çocukların ruh sağlığına etkisini değerlendirdi.
Sahra Çocuk Kütüphaneleri’nin hikayesi
Prof. Dr. Asiye Kakırman, Sahra Çocuk Kütüphaneleri adının ortaya çıkış hikayesi ve projenin gelişim süreciyle ilgili şunları söyledi: “Ben üç tane çocuk kütüphanesi sempozyumu düzenledim. Üçüncüsünü 2022 yılında mayıs ayında Gaziantep’te yapmıştık. Dolayısıyla Gaziantep ile kendiliğinden bir bağım oluştu. Hem Gaziantep’in tam bir çocuk kütüphanesi şehri olması hem de orada görev yapan çok sayıda öğrencim olması aradaki bağı güçlü tuttu. Depremden sonra ise Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Kütüphaneler ve Müzeler Müdürü Hüseyin Ateş, ‘Hocam, Nurdağı ve İslahiye’de çocuk kütüphanelerine ihtiyacımız var’ deyince, ben de Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği ile iletişim kurdum ve onların da destek vermesiyle beraber ekip oluşmuş oldu.” Çocuk kütüphanelerinin sosyal mekanlar olduğunu da belirten Prof. Dr. Kakırman, “Aslında birer müdahale merkezi olarak faaliyet gösterdiği gerçeği ile deprem sonrası oluşan acil durum birleşince ‘Sahra Çocuk Kütüphaneleri’ adı ortaya çıktı” dedi.
Uzmanlarla ortaklaşa hareket edilecek
Yaraların sarılmasının uzun süreceğine dikkat çeken ve çocuklara birçok açıdan destek olmak istediklerini kaydeden Kakırman, projenin amacını şöyle anlattı:
“Çocukların depremin etkilerinden biraz olsun uzaklaşabileceği, kendilerini ifade edebilecekleri, güvende hissedebilecekleri ve afet ortamında sığınabilecekleri bir müdahale merkezi olacak bu kütüphanelerde, acil psikolojik ilk yardımlarına destek olmak istiyoruz. Bir sahra hastanesi mantığından yola çıkarak, çocukların psikolojik ilk yardımlarına destek olmak amacıyla ama bunu kitaplar eşliğinde yaparak, en az bir yıl hizmet vermeyi planlıyoruz.”
Kakırman, Sahra Çocuk Kütüphaneleri’nde yapılması planlanan etkinlikler için ise “Kütüphaneciler, yazar-çizerler ve çocuk ruh sağlığı uzmanları ortaklığında etkinlik ve atölyeler yapmayı hedefliyoruz. Şartlar iyileştikçe çocukların bakım verenleriyle birlikte katılacağı etkinlikler düzenleyeceğiz. Örgün eğitimin başlamasıyla bu kütüphanelerde ayrıca çocuklara akademik desteğin de verilmesi için çalışmalar planlıyoruz” ifadesini kullandı.
Afet sonrası psikolojik destek önemli
Sahra Çocuk Kütüphaneleri’ni çocuk psikolojisi açısından değerlendiren Psikolog Engincan Engin ise şöyle konuştu:
“Kurulması planlanan Sahra Çocuk Kütüphaneleri’nde verilecek olan psikososyal destek hizmeti ve psikolojik ilk yardımın, özellikle yaşanılan depremden sonra son derece elzem hale gelmiş, ihtiyaca yönelik bir müdahale şekli olduğu düşünülmektedir. Bu bakımdan hem afet sonrası psikolojik desteğin ulaşılabilir olması, hem de travmatik yaşam olayları sonucunda yaşanılan travmanın uzun süreli etkilerini azaltma ve hastalığı önleme adına faydalı olacağı belirtilebilir. Söz konusu projenin planlanan ebeveyn ve çocuk oturumlarıyla beraber çocuk ve aile arasındaki iletişimin ilerlemesi, rutine dönüş ve aktivasyon anlamında yararlı olacağı öngörülmektedir. “Engin, deprem sürecinde eğitim alamayan çocuklara akademik desteğin verilmesinin önemine de değinerek, “Eğitimde devamlılık ilkesinin bir gereği olarak büyük bir açığı kapama ve hizmet olanağı sunma potansiyeli taşımaktadır. Bu süreçte güvenlik algısı sarsılmış olan ebeveyn ve çocuklarımıza kütüphane gibi kapsayıcı, sıcak ve sosyal bir alan yaratmak son derece iyi bir fikir olarak göze çarpmaktadır. Bu tip projelerin başka projelere de öncülük etmesi adına özendirici ve motive edici yönü de atlanmaması gereken bir gerçektir.”