Haber: Deniz Güngör / Kapak Fotoğrafı: Depophotos – Berkcan Zengin
Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ili etkileyen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından medyada depremzede çocukların fotoğrafları kullanılmaya devam ediyor. Çocuklar için ileride psikolojik olarak etkileyebilecek bu fotoğraflar, isimleriyle kamuoyuna servis ediliyor. Ancak uzmanlar, deprem gibi afetlerin sonrasında haberlerde daha çok dikkat çekmek için kullanılan çocuk fotoğraflarının “yarardan çok zarar getirdiğine” dikkat çekiyorlar.
“Çocukların unutulma hakkı var”
UCİM Hukuk Koordinatörü Candan Tekin Çekiç, çocukların fotoğraflarının en başından beri kullanılmasına karşı olduklarını belirterek, “Çocuklarını fotoğraflarıyla arayan aileleri de anlıyorum, çocuklarına bir şekilde ulaşmaya çalışıyorlar. Ancak sosyal medyanın gücü derya deniz. Hiç istemediğimiz kadar bu fotoğraflar gruplarda paylaşıldı. Bu farklı şeylere sebep oldu. Birisi çıkıp kendini emniyet müdürü olarak tanıtıp hastaneden çocuk almaya çalıştı. Bu kişi nereden biliyor bunu? Çünkü hem hastane bilgileri paylaşılıyor fotoğraflar yetmezmiş gibi isimleri ve hatta TC kimlik numaraları bile paylaşıldı” dedi. Çocukların fotoğraflarının paylaşılmasının çocukları birçok yönden istismara açık hale getirdiğine dikkat çeken Çekiç, “Çocukların unutulma hakkı var. Maneviyatlarına saygı durumu var. Enkazdan çıkarılırken gazeteciler oradaydı, gazeteciler olmasa bile herkesin elinde telefon var. Enkazdan çıkarılma görüntülerini bu çocuk ileride tercih etmeyebilir” ifadelerini kullandı.
Çocukları simgeleştirmeyin
“İzmir Depremi’nde benzerini yaşadık ve o çocuklar simge haline getirildi” diye konuşan Çekiç, “Çocukların isimleriyle, fotoğraflarıyla simgeleştirildi deprem. Çocuklar bunları ileride istemediğinde bu durum nasıl izah edilecek inanın bilmiyorum. Aynı zamanda çocuklara yardım dağıtılırken videoları çekildi, röportaj yapanlar bile oldu. Bunların hepsi ileride hem psikolojik hem de sosyolojik sorunlara yol açabilecek şeyler” vurgusunu yaptı.
Çocuk hakları açısından da yaşananları değerlendiren Çekiç şöyle konuştu;
“Bu çocukların söz söyleme ve katılım hakları var. Bu haklar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile desteklenmiş durumda. Kullanılan fotoğraflar bunun ihlali anlamına geliyor. Takdir ederseniz bir koordinasyon ekibi olsaydı, çocuk merkezli bir afet yönetim olsaydı, bu durum vatandaşa kalmayacaktı. İlk elden bakanlıklar nezdinde bilimsel bir altyapısı olan bir yazılımla çocuklara kolaylıkla ulaşılabilirdi.”
“Acının üzerinde tepiniyoruz”
İzmir depreminin ardından ve en son Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra çocuk fotoğraflarının çok sık kullanıldığına dikkat çeken Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici ise şöyle konuştu;
“Bazı gazeteler sayfalar yapıyor, haberlerde çocuk fotoğrafı kullanımı çok yaygın. Hatta bebek fotoğraflarından poster yapılıyor. Bu fotoğrafları görünce ben öncelikle şunu soruyorum ‘Neden?’. Bizler kamu yararını düşünüyoruz ve peki bu fotoğraflar, görseller haberlerde olmasa ne olur? Bunların yayınlanmasında bir yarar var mı diye düşündüğümde bu fotoğraflar kullanılmadan haberler yayımlanabilir. Bu fotoğraflar haberlere artı bir şey katmıyor.”
“Çocuklar ve bebeklerin o şirin, güzel, sevimli görüntüleri biraz vitrin süsü gibi kullanılıyor. Çocukların fotoğrafları o acıyı, çaresizliği, travmayı çok daha dramatik anlatmaya yarıyor. Biz bir anda böylece o acının üzerinde tepinmiş oluyoruz” diyen Bildirici, enkazdan çıkarılan bebeklerin ve çocukların fotoğraflarıyla umut vermeye gerek olmadığına dikkat çekti. Bildirici, “Çocukların yüzlerinin görünmediği görüntülerle, uzak çekimlerle yapılabilir aynı şey. Ben görsel hiç verilmesin demiyorum, yakın plan verilmesin, yüzleri görünmesin diyorum. Bu çocukların bir mahremiyeti var. Onu da geçtim Türkiye gibi koşullar için kaçırılan, kaçırılmaya
çalışılanlar, kaybolanlar, ailesini bulamayanların güvenlik sorunu var. Biz bu haberleri yaptığımızda o çocukların güvenliğini tehlikeye atıp atmayacağımızı bilmiyoruz. Buna hakkımız olabilir mi?” diye sordu.
Bildirici son olarak şunları söyledi: “Tek bir bebeğe dahi zarar verecekse değer mi bir haber için? Şimdi dijital ayak izi var, bu fotoğraflar bu bebekleri ömürleri boyunca takip edecek. Ömür boyu onların travma yaşamasına neden olacak. İnsana zarar verme konusunda yüzde 1’lik bir risk bile varsa onu göze almamamız lazım. Dijital ayak izi oluşmasına katkı sağlamamız lazım hatta çocukları, bebekleri geçtim yetişkin insanların görüntülerini de izin almadan yayımlamamak lazım.”