DOLAR 35,6878 0.13%
EURO 37,4911 0.7%
ALTIN 3.178,670,76
Ankara

PARÇALI BULUTLU

Depremler tarımsal üretimi de vurdu

Depremler tarımsal üretimi de vurdu

Depremler tarımı, hayvancılığı, üreticileri ve gıda işletmecilerini de vurdu. Anadolu Meraları CEO’su Yasemin Kireç, depremin tarımsal üretime etkisini ve neler yapılabileceğini 9. Köy’e anlattı.

ABONE OL
17 Mart 2023 12:07
Depremler tarımsal üretimi de vurdu
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Haber: Esin Özdemir / Kapak Fotoğrafı: Pexels
Kahramanmaraş merkezli depremler, Türkiye’de tarımsal üretimin yapıldığı yerleri de etkiledi. TÜİK verilerine göre, deprem bölgesinde 3,7 milyon hektar tarım arazisi bulunuyor. Depremin yıktığı 10 ildeki kayıtlı çiftçi sayısı ise yaklaşık 270 bin. Hatay’da mantar ve çilek üreticiliği yapan Ahmet Karataş, üretimi azaltmayı ya da tamamen bırakmayı planladığını söyledi. Anadolu Meraları CEO’su Yasemin Kireç ise tarım faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için yapılması gerekenleri anlattı.

“Depremin etkilediği 10 ilde, 3,7 milyon hektar tarım arazisi bulunuyor”

9. Köy’e konuşan Anadolu Meraları CEO’su Yasemin Kireç, deprem bölgesindeki çalışmaların devam etmesi nedeniyle verilerin eksik olduğunu ve hassas davranılması gereken bir süreçten geçildiğini belirtti. Kireç, “TÜİK verilerine göre bu bölge Türkiye’nin tarımsal tablosunda oldukça önemli bir rol oynuyor. Depremin etkilediği 10 ilde, 3,7 milyon hektar tarım arazisi bulunuyor. Bu, Türkiye’deki tarım topraklarının yüzde 16,8’ine denk geliyor. Ortalama bitkisel üretim değeri ülkenin toplam bitkisel üretim değerinin yüzde 20’sine yakınını oluşturuyor” dedi.

“Ürünler çürüme tehlikesi ile karşı karşıya”

Kireç, çiftçilerin ve gıda işletmecilerinin yaşadığı sorunlarla ilgili şunları söyledi:
“Aldığımız bilgilere göre tarlalarda hasar olmasa bile operasyonlar, hasat çalışmaları sekteye uğruyor. Bütün illerde ciddi anlamda bir iş gücü sorunu var. Hem yaşadığımız kayıplar hem de depremin ardından başlayan göç bu sorunun tetikleyicisi. Bunun yanı sıra tarım ekipmanları, depolar ve ahırlar hasar gördü. Bu da depolama, operasyonların yürütülememesi gibi sorunlara yol açıyor. Ürünler ya tarlalarda hasat edilemediği için ya da depolarda beklediği için çürüme tehlikesi ile karşı karşıya.”

Bütüncül otlatma planı

Hayvan kayıplarına ve yem sorununa da dikkat çeken Kireç, “Burada, hayvancılık sistemimizi de değiştirmek için bir fırsat görüyorum. Hayvanları yeme muhtaç bir besleme ile yetiştirmek yerine, açık otlatma için bütüncül otlatma planları hazırlanabilir ve yem ihtiyacı en aza indirilebilir. İklim şartlarını da göz önünde bulundurarak gerçekçi, akılcı planlamalar yapılabilir ve daha büyük sorunların önüne geçilebilir” şeklinde konuştu.

“Toprak şimdi her zamankinden daha önemli”

Kuraklık sorununun altını çizen Kireç, tarım faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için yapılması gerekenleri de şöyle anlattı:
“Tarım faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için bölgede çalışacak insan, kullanabileceği ekipman gerekiyor. Bölgelerdeki ulaşım ve barınma sorunları bir an önce çözülmeli. Bir de deprem bölgesinde çok ciddi bir kuraklık ile karşı karşıyayız. Tarımsal sulamada da önlemler alınmayanbaşlandı. Toprak şimdi her zamankinden daha önemli. Çünkü suyu tutabilmemizdeki en önemli araç. Toprağı onararak, ekosistem döngülerinin iyi çalışmasını sağlayarak, toprağın su tutma kapasitesini arttırabilir, sulama ihtiyacını azaltabilir ve uzun vadede susuzluğun yaratacağı sorunları minimuma indirebiliriz.”

Kireç, ürünlerin ekim ve hasadında gerekli iş gücü ihtiyacını gidermek için çalışma projeleri geliştirebileceğini de vurgulayarak, “Kompost gübre, örtü bitki, azaltılmış işleme vb. onarıcı tarım uygulamaları yaygınlaştırılarak, dış girdiye bağımlılık azaltılabilir. Tedarik zincirinin onarılması, kooperatiflerin güçlendirilmesi, çiftçinin ürettiği ürünler için alım ve satış noktasında destek verilmesi yoluyla üreticiler desteklenebilir. Psikososyal destek mekanizmaları ile tasarlanmış tarım projeleri ile afetten etkilenenlerin üretim sürecine ve yaşamın normal seyrine dönmesi desteklenebilir. Onarıcı, doğayla uyumlu, ekoloji ve ekonomiyi barıştıran iş modellerini hayata geçirerek bundan sonrasını planlayabiliriz” dedi.

“Korkumuz ihracatın durması”

Hatay’da mantar ve çilek üreticiliği yapan Ahmet Karataş ise depremden sonra yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
“Hatay meyve sebzede Türkiye’deki en büyük firmalarını barındırıyor. Biz de Rusya’ya çilek ihracatı için üretim yapıyoruz. Ana geçim kalemimiz bu. Tüm firmalar maalesef enkaz halinde. Sezon nisan sonu gibi başlar. Korkumuz ihracatın durması. İşçi problemi yaşıyoruz. Deprem felaketti, bir de kuraklık yaşıyoruz. Çilek için su ve güneş olmazsa olmaz. Geçen sene 300 dönüme yakın çilek bahçesi oluşturdum. Tüm bu sorunları ele alınca üretimi azaltmayı, hatta tamamen bırakmayı planlıyorum. Mevcuttaki çilek hasadını yapıp bir süre duracağım. 3-5 sene Hatay’dan çıkacağım. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Çaresiz kaldık maalesef.”

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.