DOLAR 34,6125 -0.08%
EURO 36,5655 -0.11%
ALTIN 2.945,770,32
Ankara

PARÇALI BULUTLU

Depremde hayatını kaybedenlerin kırkı çıktı, ölüm belgesi çıkmadı
  • 9.Köy
  • Gündem
  • Depremde hayatını kaybedenlerin kırkı çıktı, ölüm belgesi çıkmadı

Depremde hayatını kaybedenlerin kırkı çıktı, ölüm belgesi çıkmadı

Depremde yakınlarını kaybedenler yaşadıkları travma ve acılarla birlikte bürokratik işlerle de uğraşmak zorunda kaldı. Enkazda bulunamayan kişiler ile, defnedilip ölüm belgesi olmayanlar için izlenecek hukuki süreci Emekli Cumhuriyet Savcısı Ali Özgündüz 9. Köy'e anlattı.

ABONE OL
2 Nisan 2023 17:19
Depremde hayatını kaybedenlerin kırkı çıktı, ölüm belgesi çıkmadı
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Haber: Büşra Çetinkaya / Kapak Fotoğrafı: Depophotos – Berkcan Zengin
Kahramanmaraş merkezli depremin üzerinden 40 günden fazla geçmesine rağmen, hala kayıplar, enkaz altından çıkarılmayanlar, gömüldükleri halde kimlikleri belirlenemediği için ölüm belgesi çıkarılmamış vatandaşlar var. Depremzedeler, yaşadıkları yıkımın yanısıra, bir de hayatını kaybeden yakınları için bürokratik işlemlerle boğuşmak zorunda kaldılar. Deprem sonrasında kayıplar ya da gömüldüğü halde, kimliği belirlenemediği için ölüm belgesi çıkarılmayanlar için yapılması gereken hukuki işlemleri Emekli Cumhuriyet Savcısı Ali Özgündüz 9. Köy’e anlattı.
Enkaz altında kaybolan, cesedine ulaşılamayan çok sayıda vatandaşın olabileceğini ifade eden Ali Özgündüz,  “Normal şartlarda uzun süre haber alınamayan kişiler için alınan gaiplik kararından farklı olarak ölüm karinesi kabul edilerek belli bir süre beklenmeden bu karar verilir. Çünkü burada bu kişinin nüfus kayıt işlemlerine göre o bölgede yaşadığı belli. O bina çöktü ve kişi ortada yoksa bu kişinin ölüm tehlikesi altında kaybolmuş olduğu ölüm karinesi olarak kayıtlara geçer ve mahkeme gaiplik kararı verir” diye konuştu.

“Ölüm belgesini hangi kurumun verdiği önemli…”

Barodaki avukatların ücretsiz olarak adli yardım sağlayacağını belirten Özgündüz, gerektiğinde İstanbul, Ankara ve İzmir Barolarından da destek verilebileceğini söyledi. Özgündüz sözlerine şöyle devam etti: “Ölüm belgesinin hangi kurumun verdiği önemli. Enkaz altından çıkarılan bir kişiyle ilgili savcılık defin belgesi vermişse nüfusa bu bilgi savcılık tarafından veriliyor. Eğer kişi köyde vefat ettiyse aile defin belgesini muhtarlıktan almalı. Yine muhtarlığın bu durumu nüfusa bildirmesi gerekiyor. Cesedi ortada olmayan dolayısıyla defin ruhsatı düzenlenmemiş kişiler hakkındaki ölüm belgelerini kim verecek? Bu ancak mahkemenin kararına bağlı. Kişilerin beyanına göre ölüm kaydı işlenmez. Defin işlemi yapılmamışsa, gidip ‘benim yakınım kayboldu, ortada yok’ denirse kişinin ölüm kaydı yapılmayacaktır. Mahkemenin önce gaiplik kararı vermesi gerekir. Mahkeme kararının uzun sürmemesi gerekiyor. Tabii ki o bölgede iş yükü de çok ama gerekirse bölgeye Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun geçici görevle de olsa bu işler için hakim görevlendirmesi lazım.”

“Valiliğin ve kaymakamlığın nüfusa bildirim yapma yetkisi var”

Ailenin ikametgahtan dolayı bölgedeki mahkemeye müracaat etmesi gerektiğini dile getiren Özgündüz, en pratik yolun ise valilik veya kaymakamlığın yetkisine bağlı olduğunu ifade etti. Özgündüz şunları kaydetti:
“Gaiplik kararında süreler var ama ölüm karinesinde süre yok. Mahkeme kararına gerek kalmadan bulunduğu bölgenin valiliğinin veya kaymakamlığının nüfus kanununa göre nüfusa bildirim yapma yetkileri var. Deprem olan bölgedeki yıkılan binada bu kişi ölmüştür denilerek ilin valisi veya kaymakamı nüfus müdürlüğüne bildirirse ölüm karinesi üzerine kişinin nüfustan kaydı düşürülür ve kişiler de her türlü hakka sahip olur.”

“Nüfusta sağ görünen kişilerin seçmen kayıtları devam eder…”

Gaiplik kararı alınmadığı için nüfusta sağ olarak gözüken kişilerin seçmen kayıtlarının devam ettiğini belirten Özgündüz, “Bu kişiler seçim gününe kadar ortaya çıkar mı? Tek bir ihtimal var; bu kişiler yaralı olarak enkazdan kurtarıldı, bilinci kapalı, herhangi bir hastanede tedavi görüyorlarsa. Öldü zannedilen kişi hastanede tedavi görüyor olabilir. Şu ana kadar bilinci kapalı, yoğun bakımda olan ve kimliği tespit edilemeyen var mı bilmiyorum. Ancak nüfusta sağ gözüktükleri için bu kişiler seçmendir. Oy kullanamayacak durumda oldukları için onların yerine birileri oy kullanırsa bu sahte oy kullanmaktır ve suçtur” dedi.

Kardeşinin hayalleri için depremden 20 gün önce İzmir’e gitmişti…

Depremde annesini ve kız kardeşini kaybeden Özgür Atılgan, babasının 2013 yılında hayatını kaybetmeden önce ‘öleceksem beni memleketime gömün’ dediğini aktardı. Annesinin ise babalarının mezarı Antakya’da olduğu için başka bir şehre taşınmak istemediğini anlatan Atılgan, kız kardeşinin okuması için ve annesinin yalnız kalmaması için okulu bıraktığını ve Hatay’da yaşamaya başladıklarını söyledi. Deprem anında kendisinin İzmir’de, ailesinin ise Antakya’da olduğunu anlatan Atılgan, yaşadıklarını şöyle anlattı;
 “15 Mart annemin doğum günüydü. Hala ölüm belgeleri çıkmamış durumda. 40 günleri doldu. Ben mevlitleri için Hatay’a geldim. Mevlit okutabilirsem okutacağım. Ne evi ne barkı kalan bir depremzede olarak buradaki insanlara yardıma geldim. Devlet için her zaman devlet anadır derler ya. Bu yaşadığımız afetle devlet bırakın bize ana olmayı üvey ana bile olamadı. Üvey ananın evlatlarına ufak da olsa bir merhameti vardır. Biz cenazelerin yanında yattık, uyuyamadık. Cenaze aracı yoktu, sonradan belediyeler gönderdi ama insanlar araçlarla kendileri taşıdı cenazelerini. Burada Narlıca diye bir belde var, oraya gidilecek orada bir savcı var, savcı fotoğrafı çekecek ve ölüm belgesi verecek deniyor. Orada 3 bin kişilik bir araç konvoyu vardı. İnsanlar yakınlarını kaybettiler bir de oraya kadar götürüp, insanları sıraya dizip beklettiler. Ben bunu yaşamadım belki de oraya gitseydim öfkelenip kendime zarar verecektim. Zaten psikolojik olarak bitmiş durumdaydık. Biz aile mezarlığına defnettik belki böyle binlerce insan var. Kız kardeşimle annem yerine oy kullanılmayacağını kim bilebilir, şu an hala sağ gözüküyorlar. Banka arıyor ‘borç ertelemesi yapmak ister misiniz, ulaşamadık’ diye.”

“40 gün oldu ölüm belgesi yok”

Bazı insanların cenazelerini kendi bahçelerine gömdüğünü söyleyen Atılgan, “Büyüklerimden bunu duydum: “onlara daha fazla acı çektirmeyelim ve defnedelim”. Böyle düşünen bir sürü insan cenazelerini kendi imkanlarıyla defnetti ve defin belgeleri yok. Biz gerekli yerlere bildirdik ama devletin değil siyasi partilerin iş yürüttüğü duruma geldiğimiz için ancak onların vasıtasıyla bir yerlere ulaşmaya çalıştık. Siyasi parti yetkililerinden yardım ve destek için arayanlar oldu” diye konuştu.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.