Merve Büyüktaş
Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Özgür Tıraş, depremin üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir okul bile yapmadığını söyledi. Okulların sadece akademik alanlar olmadığının altını çizen Tıraş şunları aktardı:
“Okullar; çocukların iyileştiği, sosyalleştiği, rutin oluşturdukları yerlerdir. Bugün en önemli ihtiyaçların başında yeni okullar yapılması geliyor. Böylece çocuklar yakındaki okula gider ve hem ulaşım problemi yaşamazlar hem bir binayı birden fazla okul kullanmaz. Çocuklar daha fazla uyur, 05.00’de değil 08.00’de
Hatay’da şebeke suyunun hala kullanılmadığını da belirten Tıraş şunları ekledi: “Ne ücretsiz yemek ne de bir şişe su veriliyor çocuklara. Ama çok iyi algı yönetiliyor. Bakanın eğitim açılışını yaptığı Hatay’daki TOKİ okulunun 500 metre ilerisindeki okullar hala kullanılamıyor. Her şey normale dönmüş gibi yapılıyor ama gerçek durum öyle değil. Çocuklar burada hala çadır ve konteynerde kalıyor. 20-30 metrekare alanlarda en az 3-4 kişi kalıyor. Özel alanları yok. Bu alanda nasıl ders çalışacaklar? Yağmur yağıyor, su basıyor çadırı, konteynerlerin elektriği kapanıyor. Normalde dezavantajlı olanı desteklersiniz ama yapılmıyor.”
Tıraş, deprem bölgesinde öğretmenlerin zor koşullarda görev yaptıklarına da değinerek şöyle dedi: “Burada hala insanca bir yaşamdan söz etmek mümkün değil ve öğretmenler de çok zor koşullarda çalışıyorlar. Öğretmen maaşları ise her yerde aynı. Buradaki koşullar ile yıkım yaşamamış bir yerdeki öğretmenin ihtiyaçları bir mi? Deprem sonrası Hatay’dan 2 bin 500 öğretmen gitti, buraya 4 bin 500 öğretmen geldi. Bu öğretmenler yeni koşullara uygun ihtiyaç nedeniyle gelmedi. Daha önce belirlenen sayı kadar atama yapıldı. Böylece öğretmen ihtiyacından çok planlama ihtiyacı ortaya çıktı.”
Özgür Tıraş, öğrencilerin diğer illerdeki öğrencilerle aynı koşullarda sınavlara girmelerini de eleştirerek şunları söyledi:
“Öğrenciler 6 ve 9. sınıfta diğer şehirlerdeki çocuklarla ortak sınavlara giriyorlar. 2, 3 hatta 4 okulun birleştiği okullar var. 07.00’de başlayan okula gitmek için öğrenciler 05.30 – 06.00’da kalkıyorlar. Karanlıkta derse başlayıp karanlıkta dersten çıkan çocuklar var. İlkokullarda 6, ortaokullarda 7 ve liselerde 8 saat olan ders uygulamasından günlük; 60 – 80 dakika ve haftada toplam 7 – 10 saat ders kaybı yaşanıyor. Ama aynı müfredat işleniyor, aynı sınava girmek zorunda kalıyor öğrenciler. Bu yüzden ortak sınavların kaldırılması gerekiyor.”
Hatay’da okulların fiziksel koşullarının düzelmediğine, okulların başka kurumlar tarafından da kullanıldığına değinen ve okul sayısının çok azaldığını belirten öğretmen Özoğlu şunları ifade etti:
“Sağlam olan okul binalarına ikişer okul yerleştirildi. Binalar; 07.00 – 12.00 / 12.00 – 17.00 arası 2 okul tarafından kullanılıyor. Bu da ders saatlerinin azalmasına neden oluyor. Bu nedenle dersler 30’ar dakika ve öğle arası olmadan yapılıyor.”
Özoğlu, depremin ilk anında hayati ihtiyaçların ön planda olduğunu, sonrasında ise çocukların ihtiyaçlarının ön plana çıktığını hatırlattı: “Bakanlık hiçbir açıklama yapmadı, öğretmenlere şunu yapalım demedi. Haziran’da biz bir çağrı yaptık, gelen gönüllü öğretmenlerle birlikte 10 gün içinde 400 çocukla ders yapar hale geldik. Bakanlık yaptığımız çalışmayı duyunca, ‘Siz durun, biz eğitimi başlatacağız’ dedi, 1 aylık kurs açtı. Böylece depremin ilk anından Eylül’e kadar tam anlamıyla okullar açıldı diyemeyiz.”
“Öğretmenler olarak hem geçen yılların eksiklerini tamamlamaya hem de bu yılın müfredatını yetiştirmeye çalışıyoruz. Oysa bizim bu dönem çocukların psikososyal durumuyla ilgili bir şey yapmamız gerekirdi” diyen Özoğlu şöyle devam etti: “Çocuklar psikososyal
Okullara ulaşımın büyük sorun olduğunu söyleyen Özoğlu, ulaşım sorununu şöyle anlattı: “Okullar birleşti, evleri yıkılanlar yıkılmayanların yanına gidince okullar evden uzakta kalmış oldu. Bu da ciddi bir ulaşım sorununu ortaya çıkardı. İnsanlar işsiz ve servis ücretleri çok pahalı, toplu taşıma deseniz neredeyse yok. Bakanlık bunun üzerine ücretsiz servisler koydu ama ne kadar yeterli bilemiyoruz. Birçok çocuk yürüyerek gidip gelmek zorunda kalıyor. Yollar çok kötü durumda, hala kaldırılmamış enkaz var. Yıkıntıların arasında yürümek, yağmur yağınca yolların su dolması gibi birçok sorun da devam ediyor.’’
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.