Haber: Erva Gün
Kahramanmaraş merkezli iki depremin ardından, ülkenin her yerinde yardım kampanyaları başlatıldı. Deprem yardımlarını AFAD ve Kızılay gibi devlet kurumlarının yanı sıra belediyeler ve sivil toplum örgütleri de topladı. Deprem yardımlarındaki yolsuzlukları ve denetimi üzerine 9. Köy’e konuşan Uluslararası Şeffaflık Örgütü Türkiye şubesinden yolsuzluk uzmanı Oya Özarslan ise, yardımlarda şeffaflık uyarısı yaptı. Özarslan, “Yardımları toplayan tüm devlet kurumları ya da sivil toplum örgütlerinin tamamen şeffaf bir şekilde halka hesap vermeleri şart” dedi.
Denetlenmeyen kuruluşlarda usulsüzlük olabilir
Deprem yardımlarını konuyla ilgili çalışan devlet kurumları (Kızılay, AFAD gibi), belediyeler ve yardım toplama izni bulunan sivil toplum örgütlerinin toplayabildiğini söyleyen Özarslan, “Belediyelerin nakit yardım ve bağış toplama yetkisine ilişkin kanunda açıkça bağış toplayabilecekleri belirtiliyor” dedi. Yardımların denetiminin kritik olduğuna dikkat çeken Özarslan, denetlenmeyen yapılarda usulsüzlükler, ihmaller, israflar gibi yardımın etkinliğini azaltan pek çok durum olabileceğini belirtti.
Sayıştay’ın AFAD raporları
Sayıştay’ın 2012-2017 yıllarını kapsayan raporlarında, AFAD’ın il özel idarelerine ve belediyelere aktardığı kaynakların bu kurumlarca nerelere harcandığının takibinin yapılmadığı tespit edilmişti. Benzer bir durumun belediyelerde yaşanabileceğine dikkat çeken Özarslan, “Belediye ve özel idarelere aktarılan paraların nereye gittiğinin takibinin yapılmadığına işaret ediliyor ve belediyeye afet için gönderilen paranın konser için harcanıp harcanmadığı sorusu ortaya çıkıyor” dedi. Özarslan, bu çerçevede depremin ardından yardım toplayan tüm devlet kurumları ya da sivil toplum örgütlerinin tamamen şeffaf bir şekilde halka hesap vermeleri şart olduğunu vurguladı.
Denetimsizlikten geriye cezasızlık sorunu kaldı
1999 Gölcük depremi sonrasında müteahhit isimlerinin öne çıkarıldığını ancak siyasi ve bürokratik sorumlulara dokunulmadan ilerlendiğini dile getiren Özarslan, geriye cezasızlık sorununun kaldığını belirtti. Özarslan şöyle dedi; “Çeşitli nedenlerle değiştirilen imar planları ile depreme dayanıksız yerlerde yapılaşmaya izin verilmesi, imar aflarıyla depreme uygunluğu denetlenmeden kayıtsız binaların yasallaştırılması gibi uygulamalar, bu cezasızlığa katkıda bulunmuştur. Şimdi sadece birkaç müteahhit değil, süreçteki tüm siyasi ve bürokratik sorumluları kapsayacak bir hesap sormaya ihtiyaç var.”
Yapılarımızın güvenliği için deprem vergisi ödedik
Deprem vergisi ve yapıların güvenliği hakkında konuşan İnşaat Mühendisleri Odasının (İMO) eski başkanı ve Türkiye Deprem Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Cemal Gökçe ise “Hangi maliyet insanın can kaybından daha kıymetli olabilir?” dedi. Tüm yapıların deprem güvenliği sağlanarak yapılması gerektiğini belirten Gökçe, herkesin deprem vergisi ödediğine dikkat çekerek, şöyle konuştu; “dairesi, arsası ve telefonu olanlar da, çarşıdan ihtiyacını karşılamak için gıda maddesi alanlar da deprem vergisi ödedi. Ancak yapılarımızın deprem güvenliği olmadığını gördük. Yapılarımız deprem güvenlikli hale getirilsin diye deprem vergileri ödendi.”
Vergiler amaç dışı kullanıldı
Toplanan deprem vergilerinin amaç dışı kullanıldığını da dile getiren Gökçe, “Yaklaşık olarak 40 milyar dolar para toplandığı söyleniyor. Ne yazık ki toplanmış olan bu paralar yapılarımızın deprem güvenliklerini sağlamak için kullanılmadı. Nerelere kullanıldığı çok belli değil” dedi. Yapıların güvenliği için denetleyen insanların olduğunu söyleyen Gökçe, “Harcamaları denetleyen kurumların olması gerekir” vurgusu yaptı. Yapılan harcamaların hesabının verilmesi gerektiğini de söyleyen Gökçe, “İnsanların harcanan paralarından, vergilerinden, gözyaşlarından ve emeklerinden toplanan bu paraların şeffaf bir şekilde harcanması gerekir” dedi. Denetim raporlarının erişilebilir ve şeffaf olmadığına işaret eden Gökçe, “İnsanlardan toplanan paraları devlet istediği gibi harcayamayacakları gibi harcamış oldukları bu paranın da hesabını vermesi gerekiyor. Denetim raporlarının erişilebilir bir şekilde ortaya konması gerekir” açıklamasını yaptı.