Haber: Eslem Türkoğlu
Teknolojik gelişmelerin seçim sonuçlarına olası etkisi, 14 Mayıs seçimleri öncesinde Türkiye’de de tartışma konusu oldu. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Say, seçmenleri “yapay zeka ya da “deepfake” gibi seçmen tercihlerini değiştirmeye yönelik olası manipülasyonlara karşı uyardı.
Say, 9. Köy’e yaptığı açıklamada, “deepfake”’in bir yapay zeka uygulaması olup, genellikle bir videodaki insanın yüzünü başka bir insanın yüzüne monte edilmesiyle başladığını anlattı. Teknolojideki gelişmelerle birlikte, deepfake’in bugünlerde “hiç olmamış bir olayın videosunu yapay zeka ile üretmek için kullanıldığını” da anlatan Say, “Bu zamana kadar o tarihte çekilmemiş, aslında o sözü söylememiş ya da cümlenin devamında tam tersini söylemiş olacak şekilde video ortasından kesiliyordu. Artık video üzerinde düzenleme yapmak yerine bir kişinin hayatında hiç bulunmadığı bir yerde hiç konuşmadığı kişiyle konuşurken ya da bir işi yaparken videoları imal ediliyor” dedi.
“Oy vermekten vazgeçebilir”
Say, Cambridge Analytica şirketinin yaptığı gibi bir konuyla ilgili hassasiyeti olanların önüne o konuya ilişkin deepfake ile “üretilmiş bir videonun” videonun çıkarılabileceğinden bahsederek, “Seçimde hangi siyasetçiye oy vereceğini kararlaştıran bir kişinin deepfake ile üretilen videoyu izlemesiyle o siyasetçiye oy vermekten vazgeçmesi gibi bir sonuç elde etmek için kullanılabilir” diye konuştu. Say, deepfake teknolojisinin gelişimi ile ilgili olarak da şöyle konuştu;
“Deepfake internette gördüğümüz hiçbir şeye inanmamamıza, mahkemelerin görüntü kayıtlarını delil olarak kabul etmemesine yol açacak şekilde ilerleyecek. Günün birinde bir görüntünün kamerayla mı çekildiğini yoksa bilgisayarda mı oluşturulduğunu uzmanların da kolay kolay anlayamayacağı bir noktaya doğru geliyor. Şimdiden bu teknolojinin kalitesi çok iyileşti giderek de iyileşmeye devam ediyor.”
“Kapalı reklam verilebilir”
Say, son zamanlarda iyi derecede bilgisayar bilgisine sahip olmayan kullanıcıların da deepfake uygulamasını kullanabileceği yazılımların ortaya koyulduğunu belirtti. Deepfake ile üretilen videoların milyonlarca dolar harcayarak, saatlerce uğraşınca, sahte olduğu anlaşılamayacak kalitede üretilebileceğini de vurgulayan Say, “Eleştirel düşünce yeteneği olmayan vatandaşlara, onların hassasiyetlerine yönelik kapalı reklam şeklinde o görüntüler verilebilir” dedi. Üretilmiş görüntülerin kime gösterildiğinin sonradan ortaya çıkabileceğini söyleyen Say, “Bu kişiye oy verecektin neden vermedin ?’ diye sorulduğunda videoyu gören kişi ‘Böyle bir video gördüm.’ dediğinde ancak o şekilde bir video olduğu anlaşılabilir” dedi.
“Çözüm yok”
Deepfake ile üretilen görüntüler hakkında toplumun bilgilendirilmesi gerektiğini aktaran Say, genel olarak deepfake’e karşı bir çözümün olmadığını da anlattı. Say, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu durum bilgisayar virüsü gibi düşünülebilir. Bilgisayara virüs bulaşmasın diye birtakım programlar yükleniyorsa deepfake ile üretilen görüntüler de insanlara yapılan bir tür virüs saldırısı. İnsanlara her gördüğüne, mantıksız şeylere inanmasını engelleyecek olan eleştirel düşünme yeteneğinin kazandırılması gerekiyor. Bu yetenek de kolayca kazandırılamıyor.”
14 Mayıs’ta yapılacak olan seçim için seçmenlere “deepfake ile yapılan videolara inanmayın” çağrısı yapmaktan başka çare olmadığını söyleyen Say, eğitim müfredatının buna göre hazırlanması gerektiğini söyledi.
“Trollerin yaptığını yapabilir”
Yapay zeka ile geliştirilen bir dil yazılımı olan ChatGPT’nin de kötü amaçlarla kullanılabileceğini söyleyen Say, “ChatGPT ile on bin tane trolün yaptığı yapılabilir. ChatGPT’den on bin tane çeşitli tweet hazırlaması istenilmesi durumunda bir dakika içinde hazırlayabilir.” diyerek büyük hacimli metin üretimi için ChatGPT kullanılabileceğini aktardı.