ANKARA- Youtube video paylaşım sitesindeki milyarlarca video arasında çocuklarca izlenme oranları yüksek pek çok cinsel istismar videosu tespit edildi. Youtube, 2021’deki şikayetler sonucunda 120 bin istismar videosunu yayından kaldırdı ama çocuklara tecavüz, taciz ve ensest ilişkileri animasyonla yansıtan sayısı belirsiz pek çok video hâlâ yayında. 9. Köy’ün tespit ettiği, çocukların cinsel istismarına neden olan içerikler Bilgi Teknolojileri Kurumu’na şikayet edildi.
Sosyal medyada çocuk kullanıcı sayısının ve dijital ortamda harcanan sürenin artması ile çocukların karşı karşıya kaldığı çevrimiçi tehditler artıyor. Youtube’da yayınlanan cinsel istismar içerikli çizgi filmler bu alanda çalışan avukat ve psikologların tepkisine neden oldu. 9. Köy’e konuşan uzmanlar bu soruna karşı mücadelenin tek tek video sildirmekle mümkün olmayacağını, toplumun, ailelerin ve çocukların çevrimiçi istismara karşı bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Çocuklar tarafından en çok kullanılan uygulamalardan olan Youtube’da aile ve arkadaşlar arası çarpık cinsel ilişkileri özendiren, tecavüz ve taciz içerikli oyundan uyarlama çizgi filmler, çocuklar için tehdit haline gelmiş durumda. Avukat Zeynep İrem Durmaz, Youtube içeriklerinde çocuğa cinsel amaçla dokunan, çocuk ile cinsel ilişkiye giren yani kısaca çocuğu cinsel bir eylemin parçası haline getirenlerin suç işlemiş olacağını söyledi. İçeriklerde çocuklara müstehcen yazı, görüntü veya sözler içeren ürünlerin verilmesi, gösterilmesi veya dinletilmesinin suç olduğunu da sözlerine ekledi. Toplum olarak şikayet mekanizmalarının bilinmesi ve etkin kullanımının önemine değinen Durmaz, şikayet neticesinde internette suç teşkil eden içerikleri üreten failler için kanunlarda öngörülen cezaların tam uygulanması ve devletin yaptırım gücünü kullanması ile istismarın önüne geçilebileceğini söyledi.Avukat Zeynep İrem Durmaz, çocuklara zararlı video içerikler hakkında izlenmesi gereken yolları anlattı
Youtube 2021 yılının ilk yarısında 120 bini çocuk istismarı içerikli olan 15.9 milyon videoyu platformdan sildiğini duyurmuştu. Aynı zamanda videoları yayınlayan kullanıcıları ‘Ulusal Kayıp ve İstismara Uğrayan Çocuklar Merkezi’ne bildirdiğini de açıklamıştı. Ancak hitap kitlesi çocuklar olan cinsel içerikli videoların hala yayınlanabiliyor olması çocukların karşı karşıya kaldığı tehlikeyi gözler önüne serdi. Avukat Durmaz şunları vurguladı: “Çocukların cinselleştirilmesi, çocukların dâhil olduğu zararlı veya tehlikeli davranışlar, küçüklere duygusal rahatsızlık verilmesi, yanıltıcı aile içeriği ve küçüklerin dâhil olduğu siber zorbalık ve taciz içeren içerikler Youtube’da yayınlandığı takdirde içerik Youtube tarafından kaldırılarak süreç kanalın kapanmasına kadar gidebilir. Çocukların cinsel nitelikli eylemlerin bir parçası olduğu içerikleri, Youtube’a bildirebiliriz. Yine İhbar Web (https://www.ihbarweb.org.tr) ve CİMER üzerinden şikâyetlerde bulunabiliriz.”
Ergen Psikoterapisti Filiz Budak, siber istismar veya zorbalıkların önlenmesi ve çocukların korunmasında ebeveyn, öğretmen, kamu kurumları, devlet yetkilileri gibi roller fark etmeksizin tüm dünya vatandaşlarının işbirliğini gerektiren küresel çapta bir problemin var olduğuna dikkat çekti. Budak, dijital ortamdaki tehlikenin fiziksel ve psikolojik sorun olarak dış dünyaya yansıdığını söyleyerek şunları ekledi: “ Yetişkinler olarak, çocukların kullandığı sosyal mecrayı yakından takip ediyor olmak, oyunlar, videolar ve sosyal etkileşim ağlarını çocuklardan önce keşfederek önlemler almak her bireyin sorumluluğudur.”
Psikolojik Danışman Budak, çocukları dijital ortamdaki tehditlere karşı koruma amacıyla önlem alan ailelerin dikkat etmesi gereken bazı durumlara değindi. Çocuğun dijital ortamdan tamamen uzaklaştırılması veya yasakların konması çocuğun kendini engellenmiş hissetmesine beraberinde öfkesinin artmasına ve engellenen ortama aşırı merak duygusunun gelişmesine sebep olabileceğini vurguladı. Yalnız başına sosyal medyada vakit geçiren, bakım verenleriyle iletişimi zayıf olduğu için uzun bir süre yaşadıklarını sır olarak saklayabilecek çocukların dijital ortamda istismarcıların hedefi haline gelebileceğini söyleyen Budak, “Ebeveynler ve yetişkinler dijital istismar konusunda istismarcılardan bir adım önde olmak zorunda. Yetişkinler, sosyal medya ve diğer dijital ortamları ne amaçla ve hangi sıklıkla kullandıkları konusunda da çocuklara rol model olmalı” dedi.
Ergen Psikoterapisti Filiz Budak çocukların maruz kaldığı dijital tehlikeleri anlattı
Budak, ayrıca ebeveynlerin çocukları ile etkileşimlerini sıklaştırması, geçirilen vakitlerin kaliteli hale getirilerek sohbetler içeriğinde çocuğun gün içerisindeki yaşantıları ve ruhsal değişimleri konusunda farkındalığa sahip olmalarının önemine değindi. Aileler, çocukları olumsuz yaşantılardan koruyabilme becerisini kazandırmak için eğitim vermeli diyen psikolojik danışman, çocuğa şunların anlatılabileceğini söyledi: “Kanıtları silme, yanıt verme, göz yumma ve sen de zorba olmayı tercih etme. Yine beraberinde bu konuda yalnız olmadıklarını, onlara destek verebilecek yetişkinler ve kurumlar olduğunu anlatarak ‘İlk adım olarak ebeveynlerinden, sevdiğin bir öğretmenden veya sana yardım edebileceğini düşündüğün başka bir yetişkinden yardım isteyebilirsin’ diyerek yalnız olmadıkları ve problemin baş edilebilir olduğu anlatılabilir.”
Son zamanlarda sosyal medyada blogger ailelerin artması beraberinde büyük bir tartışmayı da getirdi. Aileler çocukların fotoğraflarını ve videolarını onların mahremiyetini ihlal edecek şekilde paylaşmakla birlikte bu paylaşımlardan ekonomik fayda da sağlayabiliyor. İstismar denildiğinde akla ilk olarak cinsel istismar gelse de tek istismar türünün bu olmadığını söyleyen avukat Durmaz, “Çocuğun fiziksel, duygusal ve ekonomik istismarı da vardır. Çocuğu maddi gelir kaynağı olarak görüp, çocuktan maddi kazanç elde etmek çocuğun ekonomik istismarıdır” dedi. Durmaz, “Çocuklar anne ve babalarının birer uzantısı değildir. Tek başına bir bireydirler ve kişilik haklarına sahiplerdir. Elbette ki çocukların her türlü hallerinin görüntülerini, sosyal medya platformları üzerinden yayınlanmak çocukların mahremiyetinin ve unutulma hakkının ihlaline sebep olmaktadır” dedi.
Instagram, Facebook ve Twitter gibi uygulamalarda blogger aileler tarafından çocukların fotoğrafları ve videolarının paylaşılmasının sonuçlarına dikkat çeken Psikolojik Danışman Budak: “Bu paylaşımlar çocuğun kendi bedenine ilişkin söz haklarını öğrenememesine, beraberinde istismarın başka türlerine de çocuğu açık hale getirmektedir. Paylaşılan bu fotoğrafların kötü niyetli kişiler tarafından, çocuğun cinsel amaçlı ticareti, porno sektöründe kullanılması veya kendi çocuğuymuşçasına çocuğun fotoğraflarının kullanılıp bireylerin çocuklar üzerinden maddi-manevi kazançlar elde etmesine yol açabilmektedir.” Siber yollarla gerçekleşen tüm bu istismarların çocuğun ruhsal olarak kalıcı yaralar almasına, fail ve mağdur arasında fiziksel temas olmamasına karşın çocukların uzun vadede depresyon, utanç, hayal kırıklığı, korku, düşük benlik saygısı gibi problemlerle karşılaşmasına sebep olabileceğini de söyledi.
Çocukların dijital medyada yaşadığı siber zorbalık, akranlarından gelen mesajlar, etkileşimler, sesli ya da yazılı şekilde rahatsız edilmeleri, tehdit edilmeleri, aşağılanarak küçük düşürülmeleri, utandırıcı görsellerinin yayınlanması gibi durumlarda ortaya çıkabiliyor. Psikoterapist Budak, hem failin hem de mağdurun 18 yaş altında olduğu durumların da siber zorbalık olabileceğini belirtti. Budak, “Yeterli ve güvenilir istatistiklere ulaşamasak da, bahsettiğim istismarın oranında gözle görülür bir artış olduğunu söyleyebiliriz” dedi. Avukat Durmaz ise, bir çocuğun başka bir çocuk ya da yetişkin tarafından siber zorbalığa maruz kaldığı durumda haklarını bilmesinin yaşadığı mağduriyeti aza ve hiçe indirme noktasında önem taşıdığını ifade etti.
HABER : Haber: İlknur Yağumli
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.