ANKARA – Tarımda girdi maliyeti gübrede yüzde 240, mazotta yüzde 34 ve elektrikte yüzde 57 yükselince mahsulü kâr getirmeyen çiftçi üretimden uzaklaşmaya başladı. Tarım sektörü temsilcileri, bu durumun artan kuraklıkla birleşeceğini ve gıda kriziyle karşı karşıya kalınacağı uyarıları yaptı.
Polatlı’daki soğan üreticisinin sorunlarını yerinde takip eden 9. Köy, tarımda artan gıda krizi uyarılarını araştırdı. Buna göre tarımda istihdam azalıyor, maliyet artıyor, kuraklık yakıcı hale geliyor, çiftçi üretimi bırakıyor ve bu durum gıdada taklit ve tağşişi arttırıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2021 yılı üçüncü çeyrek işgücü istatistiklerinde tarım sektöründeki istihdam 4 milyon 495 bin kişi olarak belirtildi. 2002’de bu sayı 7 milyon 458 bin kişiydi. TÜİK verileri 19 yılda 3 milyon kişilik istihdam kaybını gösterirken Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) rakamları da benzer bir tabloya işaret etti. 2011 yılında tarım sektöründe aktif sigortalı çalışan sayısı 1 milyon 121 bin 777 iken 2021’in Ağustos ayı itibariyle bu sayı yüzde 52 kayıpla 536 bin 42 olarak tespit edildi.
Kaynak: SGK
Tarımda bu yıl en çok zarar soğan ve limonda ortaya çıktı. Soğan üretimiyle öne çıkan ilçe Polatlı’da toplama masrafı olmasın diye soğan tarlada bırakılırken, satışa çıkarılan traktör sayısı arttı. İnternette en çok kullanılan ikinci el araç satış sitesinde 1 Eylül-25 Kasım arasında satış ilanı verilen traktör sayısı 242 oldu. Limon üretiminin yoğun olduğu Akdeniz kentlerinde de üreticinin 1 lira 50 kuruşa mal ettiği limonun kilosu hallerde 1 lira ila 80 kuruşa düştü. Bazı üreticilerin limon ağaçlarını kesmek zorunda kaldığı haberlere yansıdı.
9. Köy’ün sorularını yanıtlayan Polatlı Ziraat Odası Başkanı Zekai Köseoğlu “Çiftçimiz elindeki sermayesini bu sene bitirdi. Dayanacak gücü kalmadı artık” dedi. Köseoğlu, girdi fiyatlarının yükselmesi sebebiyle çiftçinin büyük bir bölümünün tarlasını gübresiz ektiğini, ürünlerini hasat etmek yerine tarlada bırakarak, masraftan biraz olsun kurtulmayı umduklarını belirtti. Çiftçinin zarar etmemesi için “İhracatı Teşvik Primi” desteği verilmesi gerektiğini aksi halde ürünün iç piyasada sıkışıp kalacağı görüşünü dile getiren Köseoğlu, “Önümüzdeki yıl ithalata muhtaç olabiliriz” dedi. Polatlı Ziraat Odası Başkanı Zekai Köseoğlu
“Girdi maliyetlerinde yüzde 250’ye varan artış var”
Köseoğlu, “Pazarlama zincirinde herkes kâr elde ederken, sadece zarar eden çiftçi oluyor” diyerek bu ay üretici ile market fiyatları arasında 4 buçuk katı aşan fiyat farkı doğduğunu söyledi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar’a göre ise fark 5 katı buldu. Bayraktar yaptığı yazılı açıklamada “Ay başında yaptığımız fiyat araştırmasında üreticide 57 kuruş olan soğanın 2 buçuk liraya, 1 lira olan limonun 5 buçuk liraya tüketiciye satıldığını tespit ettik. Bu sistemde, hem üreticilerimiz hem de tüketicilerimiz mağdur oluyor” diye vurguladı. “Gıda krizlerinin dünyayı ve ülkemizi etkilediği, tüketicilerin de gıdaya ulaşmakta zorluk yaşadığı bu dönemde, yelkenleri üretime çevirmeye mecburuz” diyen Bayraktar şunları vurguladı: “Maliyet baskısıyla uğraşan çiftçilerimiz, fiyat baskısıyla da karşı karşıya kaldı. Acilen çözüm bulmamız gerekiyor. Önümüzdeki dönem limon, kuru soğan gibi ürünlerimizde yaşanacak arzdaki ciddi azalmalar, bu ürün fiyatlarının bir sonraki yıl patlamasına neden olabilir. Çiftçimizi üretimde tutmanın yollarını bulmalıyız.”
Bayraktar bir yıl içindeki girdi maliyeti artışlarını da aktardı. buna göre DAP gübre fiyatı yüzde 159, üre gübresi fiyatı yüzde 240, bazı zirai ilaçların fiyatı yüzde 60, elektrik fiyatları yüzde 57, mazot fiyatı yüzde 34 oranında arttı. Bayraktar, “Yıllık bazda girdilerde yüzde 250’ye varan fiyat artışları gibi, üretim yapmayı olumsuz etkileyen soruna, bir de aşırı kuraklığın eklenmesi üreticilerimizi fazlasıyla mağdur etti. Bunun sonucunda piyasada yaşanan arz-talep dengesizliği sadece üreticileri değil tüketiciyi de olumsuz etkilemekte ve tarım ürünlerinin fiyatları istikrarsız hale gelmektedir” dedi.
Gıda, kimya ve ziraat mühendisleri Dünya Gıda Günü nedeniyle yaptıkları açıklamalarda küçük aile işletmelerinin, yerli çiftçi, yerel tarım ve yerli üretimi destekleyici politikaların uygulanması çağrısı yaptı. Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı İbrahim Uğur Toprak da 9.Köy’ün sorularını yanıtlarken yerli üretimin önemini vurguladı.Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı İbrahim Uğur Toprak
“Çiftçiler verdikleri emeğin karşılığını alamıyorlar ne yazık ki ve alamadıkları için de tarımdan uzaklaşıyorlar. Tarımdan uzaklaşmakta bizi daha çok ithalata yöneltiyor” diyen Toprak, salgın döneminde gıda güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu tüm ülkelerin yeniden gördüğünü hatırlattı. Toprak şunları söyledi: “Pandemide herkes önce kendi ülkesini doyurmak için çaba sarf etti. Kapılar kapandıktan sonra içerideki üretimi sağlamamız gerekiyor. Yani burada 83 milyon yurttaşı doyurabilecek verim ve büyüklükte toprağımız var ama ne yazık ki biz bir çok ürünü ithal ediyoruz. Bizim yerli ve milli üretimin gereğini yerine getirmemiz gerekiyor. Yani taşıma suyuyla değirmen döndürmek yerine öz kaynaklarımıza dönmemiz gerekiyor.”
İbrahim Uğur Toprak, yerli tohumdan başlayarak gübre, yem hatta saman üretiminde de yerlileşmeye ve kooperatifçiliği desteklemeye ihtiyaç olduğunu vurguladı. Bununla birlikte üretimde sürdürülebilirlik için planlamanın önemine dikkat çekti. “Bu sene soğan para getirdi diyerek herkes soğan üretince, soğan çokluğundan dolayı soğan fiyatlarının düşmesi ve çiftçinin yine zarar etmesiyle karşı karşıyayız” diyen Toprak, çiftçinin o sene hangi ürün gelir getiriyorsa o ürüne yönelmesinin doğal olduğunu belirterek “Haklı olarak onu üretmek istiyor. Ama bir planlama yapılması lazım. Hangi bölgede, hangi çiftçiler, ne üretecekler? Bir tarım ve gıda politikamız olmadığı için biz bütün bunları yaşıyoruz. Tarımsal girdi fiyatlarının düşürülmesiyle bir reform hareketi başlatılması gerekiyor” dedi.
Toprak koronavirüs salgınına kadar halkın en çok barınmaya harcama yaparken salgın döneminde en çok bütçenin beslenmeye ayrıldığını söyledi. Bu durumun gıda enflasyonunun her gün artmasına neden olduğunu belirten Toprak, “bunun mutfakta yıkıcı ve bütçeleri yakıcı bir etkisi oluyor. Gıda güvenliği git gide azalıyor. Halkın alım gücü düştüğü için ne yazık ki ürünün tağşişli olduğuna bakamıyorlar. Eve karınlarını doyuracak bir şeyler götürmeye çalışıyorlar” diye konuştu.
HABER : Deniz Dalgıç
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Çifçiliğe dönmek için devletin büyük hamleler yapması elzemdir. Köylerden büyük şehirlere göçün önlemesi için yaptırımlar ve teşvik yapmalıdır. Ve en önemlisi ülkemizde doğru dürüst adaletli gelir düzeni oluşturulmalıdır.