Berna Karataş
Hükümetin Ocak 2024’te SSK ve BAĞ-KUR emeklisine verdiği yüzde 49,25 zam, yüzde 70’i bulan yıllık enflasyonla etkisiz hale geldi.
TÜRK-İŞ araştırmaları 2024 Nisan ayında açlık sınırını Ankara’daki 4 kişilik bir aile için 17 bin 725 TL olarak belirledi. Yoksulluk sınırı 50 bin liraya dayandı. Bu rakamlar gösteriyor ki; asgari ücretle tek başına yaşayan bekar bir gence, bir emekliye aylık maaşı yetmiyor.
Açlık sınırının altında maaş alan emekliler, yaşamlarını sürdürebilmek için çalışmak zorunda. Türkiye’de şu anda 10 milyon 523 bin 105’i SSK, 2 Milyon 849 bin 668’i BAĞ-KUR , 2 Milyon 478 bin 471’i Emekli Sandığı emeklisi olmak üzere, toplam 15 milyon 851 bin 244 emekli var. Bu emeklilerden 4 milyon 689 bini emekli maaşı aldığı halde çeşitli iş kollarında çalışmaya devam ediyor.
Eskişehir’de Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şubesi üyeleri emekli aylıklarının artırılması için “En düşük emekli maaşının 35 bin lira olmasını istiyoruz” talebiyle imza kampanyası başlattı.
Eskişehir’in Tepebaşı ilçesinde bulunan Keresteciler Sitesi’nde ağır iş koşulları içinde çalışan emeklilerle konuştuk, nasıl geçindiklerini sorduk.
66 yaşındaki emekli Beytullah Çörkö, emekli maaşından aldığı paranın 6 bin lirası ile kira ödediğini belirterek, maaşının bir ailenin geçimini sağlamak için yeterli olmadığını söyledi. Fıtık ameliyatı olmasına rağmen, ağır yükü olan iş yapmak zorunda kalan Çörkö, “Emekli maaşımız bize yetmiyor. Yetse burada ne işimiz olur? Hiçbir hayatımız olmadı, ömrümüz boyunca hep çalıştık. Daha yeni fıtık ameliyatı oldum. 20 gün istirahat ettikten sonra tekrar gelip çalışmaya başladım” dedi.
“Herkesin bir hayali var ama bizim Türkiye’de hayalimiz yok” ifadeleriyle sözlerine devam eden Çörkö şunları söyledi:
“Avrupa’daki vatandaşlar buraya gelir tatile ama biz 50 km uzaklıktaki köyümüze gidemiyoruz. Ben sabah saat 7’de evden çıkıyorum. Akşam saat 6’ya kadar çalıştıktan sonra çıkıp evime gidiyorum. Ben bu yaşta çalışmak zorunda mıyım? Ama mecburum.”
56 yaşındaki Savcı Özkan ise 10 kişilik bir aile olduklarını ve 2 engelli kardeşine ve yaşlı annesine bakmak zorunda olduğunu söyledi. Sadece pazar günleri istirahat edebildiğini diğer günlerde çalışmak zorunda olduğunu ifade ederek, yaşadığı zorlukları şöyle anlattı:
“Hayat şartları zorluyor. 2 çocuğum hala üniversitede okuyor. 10 kişiye bir asgari ücret nasıl yetsin? Ben burada ağır bir iş kazası geçirdim. 5 ay boyunca tedavi gördüm. Her ay için bana sadece 7 gün rapor verdiler. Şu anda da belimde korse ile çalışıyorum. Kars’ın Sarıkamış ilçesinden Eskişehir’e büyük hayallerle geldim. Hayat şartları değişti. Elimizdeki mal varlığımızdan da oldum. Allah nasip ederse çalışacağım. Hayat şartları zorluyor.“
65 yaşındaki bir başka emekli işçi Celal Yarmaz da aldığı maaşın büyük bir kısmını kiraya verdiğini belirtti: “Emekli maaşı yetmediği için mecburen çalışıyoruz” diye konuşan Yarmaz, ”Emekli olduktan sonra işten ayrıldım ancak geçinemediğim için tekrar gelip çalışmak zorunda kaldım. Bir markete giriyorsun, en düşük 2 bin tl ile çıkıyorsun. Tam alışveriş de yapmıyorsun” ifadelerini kullandı.
Aldığı emekli maaşının ev ve mutfak harcamalarına dahi yetmediğini söyleyen Yarmaz sorunları şu sözlerle özetledi:
“Emekliler haklarını tam alamıyor. Maaşım bana yetseydi köyüme giderdim biraz koyun alırdım, evimi onarırdım, orada hayvanlara ilgilenir geçinirdim. Şu an 10 bin tl’ye bir kapı bile takamam evime. Maaşlar yükselse daha iyi olur, en kötü bir asgari ücret düzeyinde maaş alsak bir nebze daha iyi olur” dedi.
Emekli işçilerden Özgür Işık da hayat şartlarının çok ağır olduğuna dikkati çekerek şunları söyledi:
“Yeni emekli oldum, 5 bin TL kira ödüyorum. 2 çocuğum var. Hayat şartları çok ağır bugün bir pazara gidiyorsunuz bin lira harcıyorsunuz, ev faturalarını da ekleyin. Hiç hesapta olmayan şeyler de çıkıyor. Hastalığıydı, düğünüydü, bayramıydı yaşam şartları çok ağır. Çalışmazsan geçinemiyorsun. Yetmiyor. Yaşam standartlarının Avrupa ile aynı olmasını isterdim. Avrupa’daki vatandaş Türkiye’ye 1 ay tatile geliyorsa biz neden Avrupa’ya gidemiyoruz. Bırakın tatili, şuradaki köyüne gidemiyorsun. Bir otobüs bileti parası olmuş bin lira. Gel de çık işin içinden. Her şeyin başı ekonomidir. Ekonomi düzgün olursa insanların sosyal aktiviteleri de düzgün olur. Yaşam standartları daha güzel olur. Şu yaşıma kadar ne tiyatroya ne de sinemaya gidebildim. Çalışmaktan kafayı kaldıramadım. Çalışmazsan açsın.“
67 yaşındaki Hüseyin Akkuş da diğer birçok emekli gibi çalışmak zorunda olduğunu vurgulayarak “67 yaşındayım, 2000 yılında emekli oldum çalışmak zorundayım, yetmiyor. İkinci emeklilik galiba mezarda olacak. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a bunu yıllardır ifade ediyoruz ama bir çözüm yok. Aldığımız 10 bin tl ile ne tatil yapabilirsin ne sinemaya gidebilirsin. Tatil için Eskişehir’den yola çıksak Bozüyük ilçesinde yolda kalırız. Şu an emekli maaşları iyi bir yaşantı için en az 25 bin tl olmalı. Bugün ete, ekmeğe, peynire, süte, zeytine suya zam yapılıyor. 12 litrelik damacana içme suyunun fiyatı 20 TL. Bu Allah’ın vermiş olduğu bir nimet, ama paramızla içiyoruz. Kullandığımız suya bile bir yılda yüzde 65 zam geldi çok ayıp şey” ifadelerini kullandı.
53 yaşındaki Mustafa Kaya ise bir yıl önce emekli olduğunu belirterek, “Çalıştığım halde tatile gidemiyorum. 3 çocuğum var. Maaşların asgari ücret civarında olmasını isterdim” dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.