Pasinli, YSK’nın ortaya koyduğu uygulamaya rağmen sığınma evlerinde kalan ya da haklarında koruma kararı bulunan kadınların ezici çoğunluğunun oy kullanmamayı tercih ettiklerini de aktardı:
“Uygulama, gerçek hayatta kadınlar açısından bir sürü risk barındırdığı için birçok kadının oy kullanmaktan vazgeçtiği görülüyor. Aslında oradaki risk dengesine bakınca kadınlar, gidip oy kullanmayı değerli görmüyor. Bu da aslında kadınların seçme hakkının ihlali anlamına geliyor. Aslında uygulamada bunun çok basit bir çözümü olmasına rağmen bu konuda henüz bakanlık tarafından sadece 2023’te bir iyileştirme yapıldı. O iyileştirmede de seçim kurulunun uygun görmesi halinde tedbir alınacak. Peki, buradaki uygunluk durumunu kimler neye göre belirleyecek ? Buralarla ilgili de soru işareti ve açıklar var.”
“Sığınma evlerinde kalan ya da hakkında tedbir kararı olan 5 kadından 4’ünün oy kullanamadığı şeklinde bazı çalışmalar var. Bir de burada şunu gözetmek lazım; ‘şiddete maruz kalan ya da kalma ihtimali olan bir kadın için sokağa çıkmak zaten başlı başına büyük bir problemken, oy kullanmak için neden bu kadar riski göze alsın’ anlayışı da çok rahat doğabilir. Ayrıca, sığınma evlerinde kalan kadınlar oy kullanımı konusunda ne kadar bilgilendiriliyorlar? Bilgilendiriliyorlarsa ve oy kullanmayan kadın sayısı bu kadar yüksekse neden bir adım atılmıyor? Bunlar da bilgi alamadığımız önemli unsurlar.”
Tedbir kararı olan ya da sığınma evinde kalan kadınların güvenle oy kullanması için çözümlerin basit olduğunu belirten Pasinli, “Mesela, nasıl ki cezaevinde kalan kişilerin oy kullanmaları için sandık açılabiliyorsa, aynı uygulama sığınma evinde kalan ya da hakkında koruma kararı olan kadınlar için de oluşturulabilir. Ya da her seçimde kolluk kuvvetleri ve sandık görevlilerin, ‘142 belgesi’ ile farklı sandıklarda oy kullanımı sağlanabiliyorsa aynı uygulama söz konusu kadınlar için de uygulanabilir. Yani, sosyal devlet gereği, söz konusu kadınlar açısından koruyucu, güvenlikli, herhangi bir risk barındırmayan sıfır toleranslı alanlar yaratılması gerekiyor” diye konuştu.
Yaklaşık 30 bin kadın koruma altındaAile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı bilgilere göre, 2023 Temmuz ayı itibariyle, 27 bin 78 kadın, 17 bin 458’si çocuk olmak üzere 44 bin 536 kişi, kadın konukevinden hizmet aldı. Türkiye’de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı 112 kadın sığınma evi, yerel yönetimlere bağlı 33 sığınma evi, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığına bağlı 3 sığınma evi, sivil toplum kuruluşlarına bağlı 1 sığınma evi olmak üzere toplam 149 sığınma evi bulunuyor. |
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.