DOLAR 32,4291 0.2%
EURO 35,1096 -0.11%
ALTIN 2.322,950,18
Ankara
17°

KAPALI

Avrupa’nın iki yakasında iki farklı emeklilik tartışması
  • 9.Köy
  • Dünya
  • Avrupa’nın iki yakasında iki farklı emeklilik tartışması

Avrupa’nın iki yakasında iki farklı emeklilik tartışması

Avrupa kıtasının iki yakasındaki iki ülkede gündem emeklilik; Fransa’da hükümetin emeklilik yaşını iki yıl artırma kararına karşı ülke genelinde grev devam ederken Türkiye’de de  EYT'liler ayaktaydı. Hükümetin EYT'yi çözmek için ortaya koyduğu formül ise EPT (emeklilikte prime takılanlar) sorununu ortaya çıkardı. 

ABONE OL
19 Şubat 2023 16:16
Avrupa’nın iki yakasında iki farklı emeklilik tartışması
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Avrupa’nın iki yakasındaki iki ülkede, yurttaşların gündemi emeklilik;  Fransa’da emeklilik yaşını 62’den 64’e çıkaran “emeklilik reformuna” karşı genel grev ülke çapında sürerken, Türkiye’de ise emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) çözüme kavuşturulmaya çalışılıyor. Ancak EYT için hükümetin ortaya koyduğu çözüm önerisi, şimdi de EPT (emeklilikte prime takılanlar) sorunu çıkardı.

Fransa’daki genel grevin öncülerinden Genel Emek Konfederasyonu’nun (CGT) Genel Sekreteri Philippe Martinez, emeklilik reformunun adaletsizliğine dikkat çekti. Türkiye’de EYT’lilerin durumunu ve Fransa’daki genel grevi değerlendiren Prof. Aziz Çelik ise, “Fransa’da sendikaların toplum üzerindeki etkisi yüksek. Türkiye’de ise sendikal hareketin ana gövdesi ses yükseltme ve eylem yapmayı tabu olarak görüyor” diye konuştu. Philippe Martinez

“Reform eşitsiz, adaletsizdir”

Fransa’da emeklilik yaşının 64’e çıkaran “emeklilik reformunu” değerlendiren CGT Genel Sekreteri Philippe Martinez, “Bu reform eşitsiz, adaletsiz ve tarihin akışına aykırıdır. 10 yıllardır, bizim toplumumuzda mevcut olan durum, çalışma saatlerinin azaltılması şeklindedir. Yürütme erkinin emeklilik reformu, sosyal güvenlik sistemimizin ve dağıtım temeline dayalı emeklilik sistemimizin dayandığı dayanışma ilkesine aykırıdır” ifadesini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’unun Fransa için önerdiği toplumda, “herkesin ihtiyacına göre değil, imkânlarına göre almasının” öngörüldüğünü de kaydeden Martinez, şöyle konuştu;

“Toplumdaki kırılmaları büyütecek ve nesiller arasındaki eşitsizlikleri derinleştirecektir, çünkü gençler halihazırda emekli olanlardan daha fazla cezalandırılacaktır. Hissedarlara ödenen temettülerde yeni bir rekor kırıyorken, sermaye korunuyor ve ödeyecek olan bir kez daha emekçilerin dünyası. Bir bakıma sendikal birlik, reformun zararlılığının en iyi göstergesidir. Toplumsal hareketin gücünün hükümete boyun eğdirebileceğinden son derece eminim. Sendikaların reforma karşı başlattıkları imza kampanyası şimdiden yedi yüz bin imzayı aştı.”

Martinez, Fransız hükümetinin öngördüğü emeklilik yaşını iki yıl arttırma projesinin, işsizlik, güvencesizlik ya da iş kazalarını ve meslek sorunlarını çözmeyeceğine de dikkat çekti.

“Fransa’da emek hareketi güçlü”

Kocaeli Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Çelik ise, “ülkeleri emeklilik yaşı açısından karşılaştırırken, ortalama ömür beklentisine bakmanın da gerekli olduğunu vurgulayarak, “Fransa’da OECD verilerine göre emeklilikte ortalama ömür beklentisi erkeklerde 23,5, kadınlarda 27 yıldır. Türkiye’de ise erkeklerde 20, kadınlarda 25 yıldır. Türkiye’de emeklilikte ortalama yaşam beklentisi daha düşüktür” dedi. Aziz Çelik

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerine göre, Türkiye’de emeklilik yaşının daha düşük olması gerektiğine dikkat çeken Çelik, “Öte yandan emeklilikte geçen ömrün artması insan refahı için son derece önemlidir. Emeklilik yaşının artırılmasına dönük tepkileri bu açıdan değerlendirmek lazım. Türkiye’de de gerek 1999 ve gerekse 2008 yıllarında emeklilik yaşının yükseltilmesine karşı büyük eylemler olmuştu” diye konuştu.

Çelik, Fransa’da emek hareketinin güçlü olduğuna da dikkat çekerek, şöyle dedi;

“Sosyal ve çalışma hakları konusunda büyük bir tarihsel mücadele birikimi var. Sendikaların toplum üzerindeki etkisi yüksek. Türkiye’de sendikal hareket daha etkisiz, zayıf ve hükümete karşı ses çıkarmak konusunda çekingen. Sendikal hareketin ana gövdesi ses yükseltme ve eylem yapmayı tabu olarak görüyor. Sendikal hareketin önemli bir bölümünün hükümet güdümlü olduğu söylenebilir.”

“İyi düşünülmemiş bir çözüm”

Türkiye’de yapılacak düzenlemeyle emeklilikte yaşa takılanlara (EYT) bağlanacak olan aylıkların düşük olmasının sadece EYT’lilere özgü olmadığını belirten Çelik, “Benzer sürelerle çalışmış ve benzer pirimler ödemiş olanlar arasındaki farklar giderilmeli. Öte yandan 5510 sayılı yasanın 29. Maddesi kayıpları önleyecek şekilde düzeltilmeli. EYT’lilerin ve emeklilerin aylık kaybının ve eşitsizliğin bir diğer nedeni de aylık bağlama oranının (ABO) ve güncelleme katsayısının düşmesi. EYT’lilerin aylıklarının eski sisteme göre bağlanması gerekir. Aksi halde çok büyük kayba uğrayacaklar” dedi.

EYT’lilerin aylıkları arasında dengesizliğin giderilmesi için intibak yasasının çıkarılması gerektiğini belirten Çelik, “İntibak yasası kapsamında aylık bağlama oranları eski düzeyine geri çekilmesi, emekli aylıklarının bağlanma ve artırılması sırasında enflasyon + GSYH artışının yüzde 100’ü dikkate alınması ve en düşük emekli aylığı asgari ücrete çekilmelidir” diye konuştu.

Türkiye’de hükümetin başından beri EYT’ye sıcak bakmadığına da vurgu yapan Çelik, ” Zoraki ve seçim nedeniyle getirdiler. Çeşitli sorunlar ortaya çıktı onları çözmekte zorlandılar. İyi düşünülmemiş bir çözüm ortaya attılar. Bu nedenle tepkiler ortaya çıktı. Tüm bunlar EYT yasasını geciktirdi. EYT yasası çok daha erken bir dönemde gündeme gelebilir ve bu sorun çözülebilirdi” dedi.

Bu kıstas neden?

Emeklilikte Yaşa Takılanlar Federasyonu (EYT) Yürütme Kurulu Başkanı Gönül Boran ise, kadın işçilere tanınan doğum borçlanması sorununa dikkat çekerek, “Kadınlara tanınan haktır, ‘Çalışamadığın zamanın priminin öde, gel ben seni emekli edeyim ya da emekliliğine katkı sağlayayım’ diyor. Burada neden önce sigortalı olacak sonra doğum yapacaksın? Önce doğum yapıp sonra sigortalı olamıyorsun kıstası var. Kadınların çalışma hayatı, annelik hayatı kimseye uymuyor ki. Neden bu yasa çıkarılırken böyle bir kıstas giriliyor da ayrımcılık yapılıyor? ” sorusunu gündeme getirdi. Boran şöyle konuştu;

“Yurt dışında doğum borçlanması için başvuruyorlar, doğum borçlanmasını Türkiye’de saydırabiliyor, sigorta aranmıyor. Bu çifte standart olmaktan başka bir şey değil midir? Askerlik ve stajda da böyle. EYT’liler mezara kadar çalışıyor o da iş bulabilenin şanslı olduğu bir ortamda. Yani siz 8 bin 500 liralık asgari ücreti yapacaksınız. Ancak 28 yılın karşılığında primlerimizi ödediğimizde burada da adaletsizlik var. 9 bin günle 5 bin günün aynı oranda maaş alması adaletsizliği ile taban aylık Türkiye şartlarında kabul edilebilir değil. Sıkıntı büyük ve mücadele etmemiz gerekiyor.”Gönül Boran

EYT’den kurtulup, EPT’ye takılanlar

Hükümet EYT’lilerle ilgili yasayı 30 Ocak tarihinde Meclis’e sundu. Söz konusu teklifte 8 Eylül 1999 öncesi sigorta girişi olanlar için yaş şartı kaldırılıyor fakat kısmi emeklilik için yaş şartı ve prim şartı hâlâ yerinde duruyor. Yasa teklifinde yapılan düzenlemeyle EYT’lilere yaş dışındaki şartları yerine getirerek emekli olabilme hakkı getiriliyor. Ancak bu da beraberinde emeklilikte prime takılanlar (EPT) sorununu ortaya çıkarmış durumda. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in düzenlemede prime takılanların olmayacağına ilişkin açıklamalarına karşılık, “Emeklilikte Prime Takılanlar” Twitter’da gündem oldu. Birçok yurttaş sosyal medya üzerinden hükümetin getirdiği düzenlemeye, “Hem prim darbesi hem de yaş darbesi” ifadeleriyle tepki gösterdi.

HABER : Haber: Deniz Güngör

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.