Gençler kavga değil, özgür bir ülke istiyor
Haber: Gülistan Özel
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) açıkladığı seçmen listeleri, 14 Mayıs’ta 5 milyon yeni seçmenin ilk kez oy kullanacaklarını ortaya koydu. Bu veriyi dikkate alan siyasi partiler de, söylemlerini gençlik politikalarını öne çıkaracak şekilde oluşturdu. Peki, genç seçmenler ne düşünüyor? 9. Köy, 14 Mayıs seçimlerinde ilk kez oy kullanacak genç seçmene, beklentilerini sordu.
“Kimse bir toplum vaat etmiyor”
Mevcut partilerin seçim bildirgelerini takip ettiğini söyleyen Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi Melik Çelik, verilen vaatlerin gerçekçi olmadığına dikkat çekti. Gençleri kazanmanın yolunun hayalci politikalardan söz etmemekten geçtiğine işaret eden Çelik, şöyle konuştu:
“Ekonomik krizi el birliği ile yarattılar, yoksulluğu derinleştirdiler. Şimdi de muhtaç bir toplum yaratarak, sadece geçici ekonomik çözüm üretiyorlar. Oysa, toplumu değiştirecek, dönüştürecek ve yapısal hale gelen sorunları çözmek gerekir. Kimse ahlaklı bir toplum vaat etmiyor. Vaat edenler de kriminalize ediliyor ve büyük baskılara maruz kalıyor. Sadece ekonomi vaat edersen, birey de Avrupa’ya kaçar. Çünkü Avrupa’da daha çok para kazanabilirsin. İyi insanı nasıl yetiştireceksin? Toplumu farklılıklarıyla nasıl bir arada tutacaksın? İyi bir toplum ve iyi bir bireyi nasıl yetiştireceğiz? Bu sorulara cevap olabilecek bir siyasi atmosfer, maalesef yok.”
“Ticaret yapar gibi gelecek pazarlanıyor”
Ticaret yapar gibi gelecek pazarlandığını vurgulayan Çelik, “Adından da belli olduğu gibi sadece vaat. Yine de 15 Mayıs’ta bir şeylerin
değişmesini istiyorum. Barış ve insan haklarına odaklı bir hukuk sisteminin kök salmasını, fikir özgürlüğünün baskı altına alınmadığı, özgür bir toplum ve özgür bir ülke hayal ediyorum” dedi.
“Bedenim üzerinden siyaset yapılsın istemiyorum”
Deniz Turan ise 18 yaşında ilk defa oy kullanacak bir üniversite öğrencisi. Bugüne kadar kendisine hitap eden bir gençlik politikasına denk gelmediğini ifade eden Turan, gençlerin ve çocukların toplumsal özneler olarak görülmesinin önemine değindi. Gençliğe bakışın yanlışlığına dikkat çeken Turan, şöyle dedi:
“Gençler doğrudan karar süreçlerinde yer almalı. Gençler adına ancak gençler konuşabilir. Siyaset de gençleştirilmeli. Gençler binalara hapsedilmiş edilmiş durumda. Bahçesinde etkinlik yapılacak bir okul dahi yok. Eğitim kitaba gömülüp ezber yapmak değildir. Gençler sokakta, mahallelerde, alanlarda olmalıdır.”
Genç siyasetçilere şans verilmemesinden de yakınan Tunan, “Hepimizin bildiği genç bir siyasetçi şu an cezaevinde. Ben, benim hakkımda 70 yaş üstü, cezai ehliyeti dahi olmayan birinin söz kurmasını istemiyorum. Üstelik bu çok itici de geliyor. Özgür düşünceyi yasaklayan bir anlayış 100 GB bedava internet verse de ben ona oy vermem. 1900’lı yıllarının milliyetçi, türcü, dinci ve benzeri politikalarını tekrar eden anlayışları reddediyorum. Bedenim üzerinden siyaset yapılsın istemiyorum. Bu zihniyeti istemiyorum” dedi.
Turan, özgürlüğü, insana, kadına saygıyı savunduğunu ve 14 Mayıs seçimlerinde buna göre oy kullanacağını da vurgulayarak, “Medyanın yüzde 90’ını elinde bulunduran, eğitimi yapboz tahtasına dönüştüren, genç işsizliğe tarihin zirvesini yaşatanlara oy vermeyeceğim. Hayalim özgürlüğün bu topraklara gelmesidir, kimse benimle kavga etmesin, ben de kimseyle kavga etmek istemiyorum” dedi.
“Travmatik bir toplum yaratıldı”
Ekonomik sıkıntılardan dolayı eğitimini terk ettiğini söyleyen Ergün Yalçın’a göre ise ülkenin sorunlarının başında, ‘ekonomi, özgürlük, demokrasi, hukuksuzluk ve adalet’ geliyor. Demokrasinin olmadığını ve toplumun benzer partiler arasında bir seçime zorlandığını öne süren Yalçın, “Bu sistem her dönemin gençlerini harcadı. Gün yüzü görmeyen travmatik bir toplum yaratıldı.
Gençler iş istiyor, desek bu toplumun travması geçecek mi? Kaybedilen nesillere ne olacak? Ben harika bir hayat yaşasam ne olacak? Bu bencilliktir. Toplum olarak, bir şeyleri yoluna koymamız gerekir artık. Bu yüzden mevcut partiler arasında, ilk defa seçime gidecek, siyasette üçüncü bir yolu tercih eden bir partiye destek vereceğim” ifadelerini kullandı.
“Yaşam tarzı özgürlüğüm yok”
Psikoloji lisans öğrencisi olan Ramazan Yakut da, mevcut düzenden rahatsızlığını dile getirdi. Yakut, “Yaşam tarzı özgürlüğüm yok. Bu konuda derin problemler yaşıyorum. Bunu öncelikle mahalle baskısından gelen kültüre bağlıyorum. Elbette, bunu tetikleyen temel sebeplerden biri de mevcut siyasi politikalardır. Evrensel görüşe sahip bir partiyi destekleyeceğim. 15 Mayıs’ta gökkuşağı havasında, bir umut havası, daha özgür ve barışçıl, kavga etmeyen, sakin bir ülke hayal ediyorum. Tüm dinlere, ırklara, cinsel eğilimlere hukuki
dayanak sağlayan, adil, barışçıl ve çağdaş bir zihniyetin yönetimde olmasını umut ediyorum” diye konuştu.