6 Şubat merkezli depremlerin yan etkileri, Türkiye'nin depremden etkilenen en verimli tarım alanlarında ortaya çıkmaya başladı. 9. Köy, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Ortaş ve Mustafa Akyıldız ile tarım alanlarındaki asbest tehlikesini konuştu.
Kahramanmaraş depremlerinde hasar görmüş binaların yıkımı, asbest içeren malzemelerin tarım arazilerine karışma riski yaratıyor. Çukurova Üniversitesi jeoloji mühendisliği bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Akyıldız, 9. Köy’e yaptığı açıklamada, asbestin tehlikeli olabilmesi için belirli miktarlarda bulunması belirterek, “Burada bir santimetreküp alanında, 0.8 galiba, şu an tam yasal olarak rakamı bilmiyorum, ama bu tarzda oluşan şeylerde havada bulunuyor ise bu zararlı olarak kabul ediliyor” dedi.
Asbest riskinin önlenmesi için, moloz yığınlarının ayrıştırılması ve uygun şekilde bertaraf edilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Akyıldız, “Halkın bilinçlenmesi ve devletin kontrollü bir şekilde işlemesi gerek. Asbest içeren malzemelerin güvenli depolanması ve kontrollü bir şekilde imha edilmesi gerek” dedi.
Akyıldız, deprem sonrasında hasarlı binaların yıkımının yarattığı asbest tehlikesinin ise, hem eski binalarda kullanılan malzemelerin içeriklerinin bilinmemesi, hem de hasarlı binaların yönetmeliklere uyulmadan, “gelişi güzel şekilde” yıkılması nedeniyle havaya karışan tozlarla ortaya çıktığına dikkat çekti.
Mustafa Akyıldız
Tarımdaki olası asbest tehlikesi
Moloz yığınlarının tarım arazilerine dökülmek yerine, ayrıştırılarak kaldırılması gerektiğine vurgu yapan Doç. Dr. Akyıldız, şöyle konuştu:
“Bu kadar bina olunca, devletin de bu konuda bir an önce kaldırayım gibi bir aceleciliği var. Onlar da kendi açısından haklı olabilirler ancak burada binalardaki içerik bilinmediği için bunlar şimdi götürülüp tarım arazisi vesaire saptanan bir yere dökülüyor. Moloz yığınlarının bilinçsizce kaldırılması, insanların yaşam alanının kenarına dökülmesi, tarım alanlarına dökülmesi, topraklara zararlı kimyasallar karışmasına neden oluyor. Buralarda tekrar yeni bir tozuma olayıyla insan sağlığı için bir tehlike oluşturabilir.”
“Topyekûn bilinçlenmek lazım”
Halkın, asbest konusunda yeterli bilgi sahibi olmadığını söyleyen Doç. Dr. Akyıldız, “Genel olarak toplumu, gerek sivil toplum gerekse kamu bunlar bilgilendirilmesi lazım. Bunlarla ilgili çalışmalar yapılabilir. Ancak daha önemli şeyler olduğu için sıra onlara gelmiyor. Dolayısıyla da halkımızdada bu konuda çok da umursar bir tarzı yok. Topyekun bilinçlenmek lazım. Bu olduğu zaman bunun önüne geçebiliriz. Yoksa sadece biri rahatsız olup, hastalıklar ortaya çıktığı zaman farkına varıp, tepki verip gündeme getirecekler. Maalesef genelde de öyle yaşıyoruz” dedi.
“Asbest, bitkiler üzerinde olumsuz etkiler bırakabilir”
İbrahim Ortaş
Aynı üniversiteden Doç. Dr. İbrahim Ortaş ise, asbestin tarıma etkilerini şu sözlerle açıkladı:
“Asbest, toz halinde bulunduğunda bitkilerin yapraklarında birikerek fotosentezi engelleyebilir. Bu da bitki gelişimini olumsuz etkiler. Bu durum, tarımsal üretkenlikte gerilemeye neden olabilir. Asbest tozları, meyve ve sebzelerin üzerine yerleşerek insan sağlığını da olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, asbest içeren malzemelerin tarım arazilerine karışması, hem bitki sağlığını hem de insan sağlığını tehdit edebilir.”
Ortaş, asbestin rüzgar ve su ile taşınarak, tüm canlıların hayatını tehlikeye atabileceğine de dikkat çekerek, “Asbestin rüzgar veya su ile taşınması, toprak ve su kaynaklarına karışmasına neden olabilir. Bu durum, hem bitki sağlığını hem de diğer canlıları olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, asbestin çevreye karışmaması için tedbirler alınmalı” dedi.
“Moloz yığınlarının tarım arazilerine dökülmesi risk taşıyor”
Deprem sonrası molozların tarım arazilerine dökülmesinin çeşitli riskleri beraberinde getirebileceği ifade eden Doç. Dr. Ortaş şöyle konuştu:
“Asbest, özellikle inşaat malzemesi olarak kullanıldığında deprem gibi olaylar sonucunda ortaya çıkan molozların içinde bulunabilir. Bu molozların doğru bir şekilde taşınması ve depolanması, çevreye ve tarım arazilerine olan olumsuz etkileri en aza indirebilir.”
Ortaş, asbeste maruz kalma ihtimali olan tarım ürünlerinin, “bol su ile yıkanması gerektiğini” söyledi. Halkın asbeste karşı bilinçlenmesi için medya organları, devlet kurumları ve sivil toplum örgütleri işbirliği yapması gerektiğine dikkat çeken Ortaş, kampanyalar, toplantılar ve okullarda eğitimler düzenlenerek halkın, asbestle ilgili sağlık riskleri konusunda bilinçlendirilebileceğini, bu konuda devletin liderlik yapmasının önemli olduğunu belirtti.
Doç. Dr. Ortaş, asbestin bulunduğu yerlerde çalışan tarım işçilerinin solunum yoluyla asbeste maruz kalabileceğini, bu durumun uzun vadede solunum sistemi üzerinde olumsuz etkilere yol açabileceğini söyledi.
Asbest nedir?
Çukurova Üniversitesi jeoloji mühendisliği bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Akyıldız, asbestin ne olduğunu ve insan sağlığına ne gibi zararları bulunduğunu anlattı. İki tür asbest olduğunu anlatan Akyıldız, “Birincisi endüstride kullanılan yüksek sıcaklığa dayanıklı lipsi özellikler gösteren mineraller olarak isimlendiriliyor. Jeolojik olarak ise daha çok ultrobazik kayaçların ayrışması sonucu oluşan genel isim mineraller var. 2 tip vardır. 1’i krizotil diğeri ise antofilit grubu minerallerdir. Bunlar ayrıştırma ürünleri olarak oluşur.Lipsi yapıda olması nedeniylede akciğere yerleşmeler nedeniyle tehlike oluşturuyorlar” diye konuştu.
Asbestin endüstriyel kullanımı ve bu kullanımın alanları neler olduğuna dair bilgi veren Doç. Dr. Akyıldız, şöyle dedi;
“Asbest lips ve mineral dayanım oldukça fazla ve asitlere karşı da yüksek sıcaklığa dayanıklı asit bazlarla ilgili etkileşimde dayanıklı dolayısıyla bu sektörlerde özellikle eskiden itibari işte dayanımlı boruların yapılması mukavvalar cam macunları, izolasyon malzemeleri olarak oldukça yoğun olarak kullanılıyordu. Fakat daha sonra kanserojen özellikleri çıkmasıyla bunlar değişmeye başladı.”
Asbestin eski yapılarda mevcut olabileceğini fakat yeni yapılarda şu an için söz konusu olamayacağını belirten Akyıldız, eski yapılarda bunlar kullanılmış ise şu an için nerede ne var olduğuna dair bir istatistik verinin bulunmadığına da değindi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.