Haber: Erva Gün
Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra arkeolojik eser ve kültür varlıkları da büyük hasara uğradı. Müzelerin ve tarihi yapıların zarar görmesiyle birlikte tarihi eserlerin nasıl korunduğu ve muhafaza edildiği konusundaki soruları Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma Vakfı (TAÇ Vakfı) Başkanı Dr. Sinan Genim, 9. Köy’e yanıtladı.
Afet ve kriz dönemlerinde tarihi eserlerin korunmasına yönelik farklı bir yöntemin olmadığını belirten TAÇ Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Sinan Genim, “Savaş durumlarında, UNESCO tarafından belirlenmiş bir işaret ile insanlık tarihi açısından korunması gerekli görülen kültür varlıkları müzelerin çatılarına konuluyor” dedi. Tarihi eserler muhafaza edildikten sonra koruma ve takip işlemlerini anlatan Genim, “Ülkemizde gerek taşınmaz gerekse taşınır kültür varlıklarının koruması, bakım ve onarımları için çıkarılmış Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu bulunmakta. Bu kanuna dayanılarak çıkarılan çok sayıda yönetmelik, yönerge, ilke kararı ile koruma işini yapmaya çalışıyoruz” dedi.
İsrailli arama-kurtarma ekibi tarafından Hatay’dan İsrail’e götürülerek güvence altına alınan “Ester Parşömeni” konusu gündeme geldi. Tarihi parşömen birkaç gün sonra İstanbul’daki Hahambaşılığa teslim edilse de afet dönemlerinde tarihi eserlerin güvenliği tartışılmaya başlandı. Konu hakkında konuşan Genim, “Bir eserin çalınması veya kayıp olması halinde envanter kaydındaki fotoğraf ve bilgiler çerçevesinde ulusal ve uluslararası polis teşkilatı tarafından aranmaya başlanır ve tespiti halinde el konularak ilgili müzeye veya koleksiyonere iade edilir. Gerek taşınmaz gerekse taşınır kültür varlıklarına müdahale ancak ilgili makamların izni ile yapılabilir, aksi bir davranış suç teşkil eder ve bunu gerçekleştiren kişi mahkemeye sevk edilir” açıklamalarını yaptı.
Koruma işinde başarılı olunmadığını dile getiren Genim, bunun nedeni olarak ise şunları söyledi:
“Bu eserleri insan yaşantısına iade etmiyoruz. İstiyoruz ki bunlar seyirlik, insan yaşamından uzak kalsın. Modern yaşama uygun, gelir getirici olarak kullanılmasın. Özelikle Kültür ve Turizm Bakanlığı bürokrasisi aldığı kararların sonuçlarından bihaber. Devlet bütçesinden gerek kazı gerekse bu eserlerin onarımı için ayrılan para çok az.”
Deprem bölgesindeki müzelerin durumuna değinen Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Yahya Coşkun, “Bölgedeki 29 müzemizin hiçbiri yıkılmadı. Sadece Hatay’daki müzemizde fiziki hasar mevcut. Onun da bir bloğunda hasar var. Diğer müzelerimizde ciddi problemler yok” dedi. Artçı sarsıntılar devam ederken Hatay Arkeoloji Müzesi’ndeki eserlerin korunması için de ek tedbirler alındı. Coşkun, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Devam eden depremler ve artçı sarsıntılar sebebiyle Hatay Arkeoloji Müzemizdeki Şuppiluliuma heykeli, Arsuz stelleri ve benzeri eserlerimiz için ilave tedbirler aldık. En yakın zamanda yeniden gün ışığına kavuşabilmeleri dileğiyle” ifadelerini kullandı.
Depremde yıkılan Hatay Rum Ortodoks Kilisesi’nde bulunan 4 ikona, bez ikona, 2 kupa ve kase korunma altına alınması amacıyla Hatay Arkeoloji Müzesi’ne teslim edildi. Hatay Arkeoloji Müzesi Müdürü Ayşe Ersoy’un verdiği bilgilere göre, 3 bin 500 metrekarelik 210 mozaik pano ile diğer müzelerden 555 eser Hatay Arkeoloji Müzesi’nde korunuyor. Ersoy, ayrıca müze vitrinindeki 3 bin 763 eserin de toplanarak laboratuvarda emniyete alındığını söyledi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.