Haber: Büşra Çetinkaya
Kahramanmaraş merkezli ve 11 kenti yaralayan depremlerin üstünden üç hafta geçmeden OHAL kapsamında yer alan illerde yerleşme ve yapılaşmaya ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayımlandı. Kararname ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na resen karar alma, mera ve orman alanlarına inşaat izni verme yetkisi verildi. İklim ve doğa koruma gönüllüsü Avukat Cem Altıparmak, “Bu karar bölgenin konut ihtiyacını hızla karşılamak için alındı ama afetin olumsuz etkilerini arttırabilir” diyerek yetki kararını eleştirdi. Altıparmak, “Afet bölgelerinde kurulacak kentler için önce meralar ve ormanlık alanların akla gelmesi, afet yönetiminden ne anladığımızın işaretini veriyor” diye konuştu.
Depremden sonra Cumhurbaşkanı kararıyla ilan edilen tedbirlerin yer aldığı OHAL sonrasında, afet illerini kapsayacak “Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanı Kararnamesi” depremin 18’inci gününde Resmi Gazete’de yayımlandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na vasıf değiştirme yetkisi verildi. Avukat Cem Altıparmak, vatandaşların ya da sivil toplum örgütlerinin bu kararnameye ya da yapılacak vasıf değiştirme kararlarına dava açamayacağını söyledi ve ancak kararnameler Meclis’in onayından geçtikten sonra kanuna dönüştüğünde ana muhalefet partisinin kararnameyi Anayasa Mahkemesi’ne taşıyabileceğini vurguladı.
Kararname ile yapılacak faaliyetlerin sonucunu OHAL döneminden sonra görebileceğimizi söyleyen Altıparmak, “Olağanüstü hal Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle ancak, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, düzenleme yapılabilir. Ne var ki çıkarılan kararnameye baktığımızda bu kararname ile yapılacak faaliyetlerin sonuçlarının sadece OHAL döneminde değil sonrasında da etkili olacağını görüyoruz. Bu kararname ile mera alanlarının ve ormanlık alanların kendi özel kanunlarındaki sınırlamalara tabi olmaksızın yapılaşmaya açılacak olması ciddi bir ekolojik yıkıma yol açacak. Bu alanları imara açma yetkisi doğrudan Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığına bırakılıyor. Bu yetkinin hiçbir denetim imkanı yok. Afet bölgelerinde kurulacak yeni yerleşim bölgeleri olarak ilk akla gelenin meralar ve ormanlık alanlar olması, afet yönetiminden ne anladığımız konusunda ciddi bir soru işaret oluşturuyor” diye konuştu.
Altıparmak, imar mevzuatına göre yapılaşmaya açılan alanlar için hazırlanan imar planlarının halka duyurulması, belirli bir süre askıda kalması, planların aleniyet kazanması ve bu planlara halkın itiraz edebilmesinin sağlanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu kaydetti. Altıparmak sözlerine şöyle devam etti:
“Ancak bu kararname ile bu yasal zorunluluk da ortadan kaldırılmış durumda. Yine tek yetkili olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bu yasal zorunluluklara uymaksızın, imar planlarının hazırlanıp onaylaması beklenmeksizin, sadece zemin etüdü raporuna, vaziyet planına ve yapı ruhsatına göre inşaat faaliyetlerini başlatabilecek. Yine bu kararnamede mülkiyet hakkının özüne dokunan düzenlemeler de söz konusu.”
Altıparmak, bu kararname ile çok ciddi hak ihlallerinin ortaya çıkacağını söyleyerek hukuki yollarla itiraz hakkının kısıtlanacağını vurguladı. Altıparmak son olarak şunları söyledi:
“Bu kararname ile sonuçları OHAL’in bitişinden sonra da yaşanmaya devam edecek uygulamalara karşı, afet bölgelerinde yaşayan halkın hakkını arayabilme, hukuki yollara başvurabilme hakkı ciddi bir şekilde zedeleniyor. Bu kararname afetten zarar görenlerin konut ihtiyacını hızlı bir şekilde çözmeyi amaçlıyor görünse de yol açacağı sonuçlar itibarıyla afetin olumsuz etkilerinin artarak çoğalmasına yol açacağını söylemek yanlış olmayacaktır.”
Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Karcı ise, afet bölgesindeki 11 ilde 37 önemli doğa alanı bulunduğunu belirtirken bu alanların hem nesli tehlike altında bulunan canlı türleri hem de bölgedeki ekosistemler açısından uluslararası önemine dikkat çekti. Yeni şehirleşme projelerinin bölgedeki bu ekosistemleri ve biyolojik çeşitliliği dikkate alarak uygulanmasını öneren Karcı 9. Köy’e şu değerlendirmeyi yaptı:
“Yayınlanan son kararnamede ne yazık ki bölgedeki biyolojik çeşitlilik, ormanlar, sulak alanlar gibi kritik öneme sahip değerlerin korunmasına dair maddeler göremiyoruz. Yaşadığımız felakete yeni sıkıntılar eklenmemesi için yeni yapılaşmaların doğayla uyumlu planlanmasını talep ediyoruz.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. KVKK uyarıları ve detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.